23 Nisan Oratoryo Metni
SİZİ KANDIRIYORLAR
HEPİNİZ ÇOCUKSUNUZ!
Hepiniz çocuksunuz,
Bizler sizden biriyiz:
Ayşe, Mehmet, Ali, Mine,
Her biriniz çocuktunuz.
Hanginiz oynamadı ‘birdirbir’?
Şimdi zıplayabilir misiniz öyle?
Ali, Ayşe, Mehmet, Mine,
Sizi böyle ağır,
Öyle köşeli yapan, nedir?
Bıyıklarınız mı?
Kostümünüz mü yoksa?
Farkında değilsiniz,
Hepiniz çocuksunuz!
Zeynep, Kerem, Hatice, Veli,
Batırmayan hanginiz tükrüğüne kalemi?
Hanginiz adam olmuş,
‘Uzun eşek’ olmadan?
Örgülü saçları döve döve sırtını,
İp atlayan kızlarsınız besbelli!
Zeynep, Kerem, Hatice, Veli,
Uçurtmanız olmasa;
Nerden bilecektiniz göğün derinliğini?
Sek seklerden öğrendiniz sayı saymayı…
Bilmiyoruz sanmayın,
Çocukluğunuz gitse, siz bir şey değilsiniz!
Çocuktunuz hepiniz
Farkında değilsiniz!
Fatma, Tuncay, Hasan, Lale,
Gözünüz açılmadı
Oynamadan ‘Körebe’!
‘Köşe kapmaca’dan anladınız hayatı,
‘Yüzük oyunu’ neler neler öğretti,
‘İsim, şehir, artist, eşya, bitki ve ülke,’
Yaza, yaza büyüdünüz sizler de…
Fatma, Tuncay, Hasan, Lale,
Yaşanır mı bunun hep hayaliyle,
Dar sokaklarda akşam saklambacını,
Oynamaya doyan hangi vefasız deli?
Hala kıpırdıyor içiniz belli,
Fakat en kötü ihtimalle
Siz eskimiş çocuksunuz,
Hepiniz çocuksunuz,
Farkında değilsiniz!
Orhan, Kevser, Ahmet, Yeliz,
İnanmam
Yalan atmayın,
Bizden ve birbirinizden habersiz.
Elma şekerlerini yiyorsunuz hepiniz!
Hem, duydum;
“Dağ başını duman almış”ı
Siz de söylüyorsunuz!
Hayatınız zaten hep
“Yağ satarım bal satarım”dan ibaret!
Takla atan “Güvercin”lersiniz,
Orhan, Kevser, Ahmet, Yeliz.
İşte, cümleten bizdensiniz!
Ama, farkında değilsiniz,
Çocuksunuz hepiniz!
Emre, Yeşim, Cemil, Kübra,
Bakınarak sağa, sola,
koşanlar sizdiniz belli!
Patlamış mısırlar,
Sobada kestaneler!
Ateşler içinde kuyruklu hastaneler…!
Mendil kapmaca kız oyunuydu,
Çelik çomaksa tam erkek işi..!
Erkek ve kız eşitti
Oyundan atılınca
Salya sümük ağlamakta!
Emre, Yeşim, Cemil, Kübra,
Değişmediniz besbelli daha…
Hala görmediyseniz,
Aynaya bakın.
Bakın!
Çocuksunuz hepiniz.
Adem, Ece, Zeliha, Zafer,
Sizindi harman yerinde yazın
‘cızzan’, ‘tınaz’ oynarken
Ağılı yıkan hüner!
Ve ‘Beştaş’ını cebinde saklayan şeker!
Kış gelince
Sizsiniz kardan adam yapanlar,
Sonra da
Havuçlu kafasını, kömür gözünü
Kar topu atışına tutanlar.
Sizsiniz yaptığını yıkanlar.
Adem, Ece, Zeliha, Zafer,
Balonu elinden uçuranlar sizsiniz,
Kafesi açıp kuşları kaçıranlar…
Kaf dağına sürü kuşlar uçuranlar,
Gökten düşen üç elmanın,
Birisi kafasında ortadan yarılan
talihli çocuklar da sizsiniz!
Tek talihsizliğiniz;
Siz çocuksunuz,
Farkında değilsiniz!
Mustafa, Can, Sena, Deniz,
Diyelim büyüksünüz,
Şu çocuk bayramında nedir işiniz?
Eğer siz büyükseniz,
Bir dondurma alıp şimdi,
Niye büyüklük yapmıyorsunuz
Bize?
Farz edelim büyüksünüz,
Öyleyse,
Niye dünyada çocukça bir düzen var?
Büyükseniz mesela,
Mustafa, Can, Sena, Deniz,
Ne diye bu delice,
Çocukça gidişiniz?
Niye çocuk gibi didişirsiniz?
Adam olanlar halinden belli olur.
Bir kez
Büyük olanın, bir işi gücü olur!
Bize dönüp bakamaz.
Büyükler sonra hep yorgun argın olurlar,
Çocuk mocuk dinleyemez.
Bir de büyük olanlar her zaman sinirlidir,
Neşeli olamazlar.
Fakat siz buradasınız.
Öyleyse iyi bakın aynaya,
siz büyük değilsiniz!
Sizi kandırıyorlar!
Hepiniz Çocuksunuz;
Farkında değilsiniz.
Bir yanıt yazın