Deprem Dersleri

Kahramanmaraş Merkezli Deprem Bölgesinde Bulunduğum Sürede Edindiğim İzlenimlerden

Bazı Çıkarımlarım:

Gözlemlerim, izlenimlerim, yaşadıklarım, şehadetlerim bir yana; yaşanan insani dramlar, şehirlerin hali tarife sığmaz bir acı; fakat çıkarımları paylaşırken geleceğe dönük öneriler olması nedeniyle faydalı olabileceği düşüncesiyle süreci yeniden düşünmeye çağırma anlamında değerlendirdiğimi belirtmek isterim.

  • Deprem kuşağında yaşadığımız gerçeğinden hareketle bütün ülkede “mikro ölçeklemeli deprem koruma alanları” ilan edilmeli. Bu alanlar; deprem kuşağı, hattı, zonu bulunan alanlar derecelenerek işaretlenip gösterilmeli; şehirlerde imara kapalı alan, kontrollü imar bölgeleri ve sınırlandırılmış serbestlik alanları şeklinde üç kademeli bölgeleme yoluna gidilmelidir. İmar yoğunluğunda “serbestlik” tamamen gündemden çıkmalıdır.
  • Zemin etütleriyle belirlenen yerlere; dere yatakları, yarlar, kumsallar ve alüvyonel alanların kıyı mesafeleri belirlenerek konutlaşmaya katiyen yasaklanmalıdır.
  • Müteahhitlik müessesesi kaldırılmalı. Yapı üretim şirketleri kurulmalı ve bunlar finansal kaynağı olanın kurabildiği şirketler olmamalıdır. Bilimsel ve teknik ekibi kadrolu çalışanı olmayan ve kendisi de asgari eğitim şartı taşımayan yapı üretim şirketi kurucusu olamamalı.
  • Yapı üretim işi kamusal nitelikli ilan edilerek bu şirketlerin kurucu ve yöneticileri arasında adli sicili olanların bu işi yapamaması sağlanmalıdır. Zira bu iş bir networkün sonucudur. Müteahhit, mimar, mühendis, usta, işçi, malzemeci, denetim elemanlarının hepsinin elinden geçerek bu çarpık yapılar dikilebilmektedir. Zincirleme ahlaki çürümenin önüne asgari standartlar ve sıkı denetimler getirerek geçebiliriz.
  • İmar yetkisini kullanan belediyelerde sürecin bazen çıkar ilişkileri, bazen de siyasi ilişkilerle sonuçlandığı bilinen bir vakıadır. Üniversite, mimar ve mühendis odaları, şehircilik odası, belediye ve bakanlık temsilcileri ile ilgili kaymakamın yer aldığı üyelerden oluşan bir komisyonun incelemesi ve raporu sonrasında belediye meclisine gönderilmesi gibi bir denetim mekanizması kurulabilir.
  • Yapı denetim şirketlerinin denetim elemanlarının şirketlerle anlaşan değil devlet tarafından dağıtılan mühendis ve mimarlardan oluşması düşünülebilir.
  • Yardım organizasyonu deprem kuşağındaki her ilde AFAD koordineli olarak tüm kamu kurumları ve STK’larla birlikte simüle edilmeli “seferberlik görev emri” gibi afet anında harekete geçecek gönüllü-görevliler oluşturulmalıdır. Bu insanlar hem düzenli antrane edilmeli hem de ufak da olsa teşvik edici bir ücrete bağlanmalıdır. Bu uzman afet görevli sayısı yerel büyüklüklerle orantılı olarak çoğaltılmalıdır.
  • Kentsel dönüşüm sürekli yapılmalıdır. Bu dönüşüm her kentteki risk derecesini karşılamadığı belirlenen binaların boşaltılarak yeni binalara kavuşturulması biçiminde periyotlara bağlanarak planlanmalıdır.
  • Kamu görevlilerinin makamlarından kaynaklanan her türlü imtiyazları ellerinden alınmalı, sadece vatandaşa hizmet duygusu içinde çalışmasının pratik şartları oluşturulmalıdır.
  • Devletin, hükümetin, seferber olan milletin üstün gayret ve fedakarlıklarına gerek kalmadan profesyonel afet organizasyonunun ülkenin tamamında görünmeyen bir teşkilat halinde hazır vaziyette durması ve gerektiğinde anında yerinde müdahale etmesi sağlanabilmelidir.
  • Deprem ve risk sigorta kesintileri gerekirse afet kesintileri şeklinde yeniden planlanarak daha büyük bir afet fonunun hazır tutulması sağlanabilir.

ROMANLARDA TEHCİRİN YOLCULUĞU

  • 2.1Bin Görüntülenme Sayısı

Cumhuriyetçiler ve Demokratlar

  • 1.7Bin Görüntülenme Sayısı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hakkımda
Hakkımda
Merhaba. Bu sayfalarda birlikte olmaktan son derece mutluyum. Hoş geldiniz. Hayat yolundayız. Her birimiz ayrı bir mecradan, farklı bir maceradan geliyoruz...

Site Toplam Ziyaretçi: 263

Son Yüklenenler

Paylaşımlarımdan Haberdar Olmak İster misiniz?