Bak ne Güzel Kokuyor Toprak? – Deneme

-II- HANEDANIMLA SOHBETLER
BAK, NE GÜZEL KOKUYOR TOPRAK!

 

-Toprak  kokusu… Ne muhteşem!

Kum tepelerinde hiç rastlamamıştı, ilk defa duyuyordu bu kokuyu. Bu bereketli topraklara iyi ki gelmişlerdi.

Yağmur sonrası serin toprak kokusu ciğerini genleştirmiş gibi nefesini boşaltarak ekledi sorusunu Hanedan:

-Toprak, Kâtip, neden bu kadar güzel kokar?

– Temizlenen her şey güzel kokar efendim.

Hanedan, güzel kokudan duyduğu mutluluğu paylaşmak istemişti sadece. Gerçekte bir sorusu yoktu. Fakat aldığı cevap bir anlam taşıyordu.

Alaysı bir tebessümle sürdürmeye niyetlendi bu sohbeti:

-Kirlenmeyen her şey güzeldir yani…

Kâtip de tebessüm etti. Kuş cıvıltıları yüreğini okşuyordu. Işıldayan güneşe yüzünü verdi. Başında bir tatlı yelin sıvazlamasıyla, serin vakitlere, kasvetli felsefi konuşmalar yüklemeyi istemeyeceğini bilerek Hanedan’ın, konuştu:

-Kirlenmeyen şey olmaz efendim. Hayat her şeyi kirletir.

Hanedanın canı sıkılmıştı. Yüzü buruştu. Cevabını yapıştırmak istedi. Fakat aklına ispatı olan bir düşünce gelmiyordu.

-Gerçekten, durduğumuz yerde kirleniyoruz Kâtip; eşyalar, insanlar ve tabiat…

-Fakat temizlenenlerle temizlenmeyenler bir değildir Hanedanım, değil mi?

Hanedan toprağı düşündü. Evet, temizlenince bir başka güzeldi tabiat. İnsan da. Masası bile.


Sustu. Yağmur ruhuna yağmaya başlamıştı:

-Temizlenelim Kâtip. Güzel kokalım. İnsanlar içine çeksin bizi.

Sonra göğsüne çektiği havayı vererek son sözlerini sarfetti hanedan:

-Toprak gibi…

-Nasıl yapalım hanedanım? Emir buyurun.

-Herkes kendisi temizlensin.

-Hanedanım, ulaşamadığımız yeri temizleyemeyiz ki. Göremediğimiz yeri bilemeyiz. Bilemediğimiz yeri koruyamayız.

Bu soyut sözlere kızmıştı Hanedan:

-Ne geveliyorsun Kâtip?

Bir örnek vermek telaşıyla patlattı misali Kâtip:

-Efendim, Sırtlarını nasıl temizlesin insanlar mesela?

Hanedan, Kâtibin ne demek istediğini anlamıştı. İçinde ilmek ilmek örülen bir anlayış hissetti.

‘Hepsi bir kokuydu başlangıçta, nerelere getirdi lafı bu hınzır Kâtip’ dedi içinden.

Ve sözü sürdürdü:

-Herkes bir eş tutsun. Birbirinin sırtını temizlesin.

– Temizleyen kişi, temiz olmadığınız halleri görürse nasıl beğensin de eş yapsın sizi efendim?

-O da onun hallerini görecek ama. Gizlesinler, benimsesinler!..

-Eşler birbirinin örtüleri mi olsun efendim?

Hanedan pek isabetli bir karar aldığını düşündü.

Gözleri güneşin ışıklarını toplamış gibi parıldamaya başladı.

-Evet Kâtip, böyle yaz! Zîra yağmur olmasa toprak böyle kokmayacaktı… Biri diğerini temizledi!

Kâtip, hanedana doğru yöneldi. Yaklaştı iyice.

-Efendim! Dedi usulca.

-Söyle Kâtip?!

-Toprak, diyorum efendim…

-Evet kâtip?

-Sevdiklerimizin hepsini içine aldığı için böyle güzel kokuyor olmasın bize?

-?!

ROMANLARDA TEHCİRİN YOLCULUĞU

  • 2.1Bin Görüntülenme Sayısı

Cumhuriyetçiler ve Demokratlar

  • 1.7Bin Görüntülenme Sayısı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hakkımda
Hakkımda
Merhaba. Bu sayfalarda birlikte olmaktan son derece mutluyum. Hoş geldiniz. Hayat yolundayız. Her birimiz ayrı bir mecradan, farklı bir maceradan geliyoruz...

Site Toplam Ziyaretçi: 287

Son Yüklenenler

Paylaşımlarımdan Haberdar Olmak İster misiniz?