TÜRKİYE: GELECEĞİN ÜLKESİ
Çalkantılı Türk siyasal hayatı, unutulmaz boyutta üç büyük travma yaşadı. Üç zulüm, üç doğruyu öğretti. İlki, Menderes’in asılmasıydı. Türkiye ‘demokrasi şehidi’nin sembolleşmesi sayesinde demokrasiye sarıldı. Ardından, beş bin gencini kardeş kavgasına kurban verdikten sonra 12 Eylül’ü yaşadı. Kardeş cinayetleriyle dolu iç savaş ve kurtarılmış bölgeler ‘barış’ın değerini öğretti. Ve üçüncü travma, milletin değerleri üzerinde kurulan baskıların ‘inancına’ sarılmasına neden olduğu 28 Şubat oldu. Fakat bu sefer aldığı dersin ikisini kullanarak; ‘demokrasi ve barış’ içinde ‘değerlerine’ sahip çıktı.
TÜRKİYE TUFAYA GELMEYECEK!
Şimdi bu üç acı tecrübeden öğrendiği üç prensiple; manevi değerlerine sarılarak, barış ve demokrasi içinde gelişen güçlü Türkiye’ye yöneldi. Bu yönelimin önderliğini Başbakan Erdoğan yapıyor. Arap Baharı’nı gezen Erdoğan Türkiye’nin etkileyici liderliği ile Dünya’nın gündemine oturdu.
Batı basının ‘Halife’, ‘Osmanlı hükümdarı’, ‘Selahaddin-i Eyyubi’ gibi tanımlamalarla Sayın Erdoğan’ı manşetlere alması, onların bilinçaltını ele vermesi kadar Sayın Erdoğan’ı erken havaya sokarak, rahatsız edici ‘hami’ hatta ‘sömürgeci niyeti var’ rollerine girmesini sağlamak istiyor gözükmektedirler. Bir erken ötme ile Türkiye’yi boşluğa düşürme girişimi, başarısız olacaktır. Türkiye bütün vakarıyla duracaktır; İngiltere ve Fransa’nın ön almaya çalışmasındaki gibi bölgedeki ağırlığı ile Batı’yı ezecektir.
AB SÖNERKEN DOĞAN GÜNEŞ
Batı, AB’ye alma konusunda Türkiye’yi dışlayıcı tutumuyla Fransa, aşağılayıcı tutumuyla Avusturya, soğuk bakışıyla Almanya ve iki yüzlü tutumuyla İtalya, şimdi dışarıda bıraktıkları Türkiye’nin ne demek olduğunu, neler yapabileceğini görüyor. Hem de Türkiye Akdeniz’i sararken; ABD’nin koltuk altına kaçan Fransa, Rusya ile birlikte güç oluşturma sevdasına düşen Almanya, can derdine düşen İspanya, Portekiz ve Yunanistan’a aldırış etmeyen İngiltere darmadağın bir görüntü veriyor; Avrupa Birliği’nin artık hükümsüz kaldığının, bittiğinin erken ilanını yapmış bulunuyor…
İSRAİL İLE SAVAŞIR MIYIZ?
Şimdi herkesin korkusu bu: İsrail ile Türkiye savaşırsabütün bu güzel gelişmeler, her şey altüst olur. Biz endişe etmiyoruz. Türkiye- İsrail Savaşı çıkmaz. Neden mi? Çünkü İsrail’le savaşacak Türkiye’de İsrail’i koruyacak füze kalkanı kurulmaz da ondan! Türkiye Nato üyesi durdukça bu savaş olmaz da ondan. Fakat İsrail’i paratoner tutan ABD, bu ‘kötü’ sayesinde kendisini ‘ayrı’ tutmaya devam edecek. Nasıl ki İsrail’e düşman Arap hükümetleri ABD’ye sarılırdı, şimdi de Türkiye ABD’ye düşmanlık yapmadan Arapları kucaklamanın yolunu İsrail gerginliği ile sağlıyor. Bu, başarılı bir stratejidir. ABD ile boy ölçüşecek noktaya gelince, işte o zaman Türkiye savaşı konuşabilir. Bugün, bizce kesinlikle savaş olmaz.
NE İLGİNÇ TECELLİDİR
İsrail ile kankayken Araplarla papazdık. Şimdi İsrail ile kış ayazı, Araplarla bahar yaşıyoruz. Tarih ne kadar hızlı ilerliyor! Ve ne garip tecelli ediliyor. Türkiye Başbakanı Erbakan’ın Kaddafi tarafından çadırda aşağılandığı Libya’nın meydanında Kaddafi’yi kovan halkın coşkulu karşılaması ile, Erbakan’ın yol arkadaşlarından bir başka Türkiye Başbakanı, Erdoğan boy gösteriyor, adeta rövanş alıyor. Hem Türkiye namına, hem de rahmetli Erbakan hoca adına…
MAYMUN GÖZÜNÜ AÇTI!
Türkiye’nin bu tabloyu çizeceğini yazdığımızda tarih 1996 idi. ‘Maymuncuk’ adlı yazımızda ABD ve batının Türkiye’yi bir ‘maymuncuk’ gibi kapıları açmak için kullanmak istediklerini yazmıştık. Demiştik ki; “Türkiye şu anda kendisi olarak girmiyor. Türk kimliğiyle Orta Asya, İslam kimliği ile Ortadoğu ülkelerinin kapılarını Batı’ya açıyor. Fakat Türkiye bugün zayıftır. Yarın batı’nın bocaladığı, ama Türkiye’nin ilerlediği bir gün gelecektir. O gün bu bağlantılarımız bizim için çalışacak, Türkiye hanesine yazılacak gelişmeler olacaktır. Türkiye siyasi coğrafyasından çıkıp tarihi ve kültürel coğrafyasına ulaşacaktır. Dünya barışı da ancak böyle bir Türkiye tarafından sağlanabilecektir.”
Bu yazımızın üzerinden onbeş yıl geçti. Geleceğini öngördüğümüz o gün, bugündür. Batı kendi başının derdindeyken, Türkiye kalkınma rekorları kırarak ekonomik ve siyasi gücünü ilerletiyor. O batı güdümünde gelişen dışa açılım, bugün fırsatımız oldu.
YENİ EFENDİLER EDİNMEMEK!
Fakat bu durumu fırsata çevirmek şansı kadar, Arap halklarının gönüllü köleliğine dönüştürmek riski de vardır. Kitleleri koç başı olarak kullanıp tek adam sultalarını yıkan Wikileaks’i servise sokan İsrail istihbaratı Batı’dan özellikle ABD’den bağımsız çalışmıyor. Şimdi yeni düzeni, kendi kontrollerine sigortalı bir rejim şeklinde, bu sefer demokrasi adı altında kurmak istiyorlar. İşte başarı ve gerçek özgürleşme bu noktada olacaktır; efendi değiştirmemek, efendi bırakmamayı başarmak!
MİLLİ DURUŞ ZAMANI
Bir başka tahminimiz 2011 yılında iç savaş tezgahlarının Türkiye’de ardı ardına devreye gireceğiydi. Bu tuzaktan çıkmak için de önerimiz demokratikleşme sürecini kesmeden ‘milli duruş’a dış ve iç politikada hızla geçmekti. Bu, ülkeyi bütünleştirici sonuçlar verecektir, diyorduk. Nitekim AB’ye samimiyetsiz tutumundan dolayı rest çeken, Kıbrıs’a sahip çıkıp AB’ye tavır alan, İsrail ile ilişkileri sıfır noktasına çeken, PKK’ya ve KCK’ya sertleşen politikalar ve Arap dünyasında ve dünyada yükselen prestij ülkedeki provokasyonların hedefine ulaşmasını engelledi.
KUZEY IRAK TÜRKİYE’YE BAĞLANACAKTIR
Şimdi PKK ile MİT diyaloglarını sergileyenler açılım politikalarına dönülmesini istiyorlar. Öcalan’a hürriyet istiyorlar. Hayır, bu Türkiye’nin artık dönemeyeceği bir yoldur. Üstelik bu yolun sonu PKK’nın bitişinden ibaret de değildir. Bu yolun sonu, yıllar önce, 2001 yılında belirttiğimiz gibi, Kuzey Irak’ın Türkiye’ye bağlanması olacaktır. Ve bu, sanırız birkaç yıl içinde olacaktır. Özerkliğe sıcak bakan Kürtlerin yüzde yirmisi kadar.Peki bağımsızlık isteyen, ayrılmak isteyen? Yüzde bir-iki olabilir. Öyleyse sorun yoktur. Tarih şahittir ki biz bir milletiz. Kürtlerin ülkesi, burasıdır; Türkiye’dir. Bunu kimse değiştiremez.
Kendi iç barışını sağlamaktan aciz görüntüsü veren Türkiye hiçbir ülkenin umudu olamaz. Birinci meselemiz budur: Terör belası artık son bulacaktır.
Geleceğin Ülkesi Türkiye
Türkiye geleceğini kuruyor. Beraberinde bir bölge ve dünya değişiyor. Değişen dünyada Türkiye bir mihenk taşı olacaktır. Öyle ki Türkiye ile oynayan Dünya dengeleri ile oynamış olacak. Türkiye, geleceğin ülkesi olmuştur.
Bir yanıt yazın