24 ÖLÜMSÜZÜN ARDINDAN
Yüreğimizden hançerlendik. 24 evladımız daha millet yüreğine defnedilecek. Onlar ölmediler, ölümsüzleştiler. Vatan oldular, bayrak oldular, ezan oldular. Allah şehitleri arasına kabul etsin her birini…
Bugün acılıyız. Bu acıyla söyleyeceklerimiz elbette kırıcı, hatta yıkıcı olabilir. Bu nedenle cümle kurmak mesuliyeti daha bir yorucu şu anda. Fakat elzem sözler var, söylenmek zorunda olan sözler var…
MİLLET OLARAK
Önce millet olarak, Türk-Kürt demeden herkes, terörü lanetlemeyenleri tükrüklerinde boğmalıdır. terörü lanetlemeyenleri sokağa çıkamaz etmelidir. BDP ve milletvekilleri ve bütün Kürtler bu konuda açık tavır sergilemek zorunda bırakılmalıdır.
TBMM OLARAK
Gizli oturum yapılması anlamsızdır. Kimden gizli? PKK orada olduktan sonra milletten mi gizliyorsunuz? Bilgilendirmeyi alması en büyük sakınca taşıyan PKK elemanı BDP’liler orada dinleyecekse, yani Kandil dinleyecekse bırakın herkes dinlesin! Millet onlardan daha zararsızdır, emin olun. Sayın Çiçek, kapalı kapılar ardının meçhuliyetinden millet umut çıkartsın diye oturumu gizli tutuyorsanız, kendimizi aldatma oyununun vakti geçti!
ASKERİ OLARAK
Sonra, askeri olarak, tam zamanıdır; Kuzey Irak’ın dağlık bölgelerinin altından sınır çizip bölge fiilen Türkiye’nin kontrolüne alınmalıdır.
MODEL OLARAK
Bu arada tartışılıyor: Terörle mücadelede Sri lanka Modeli mi İrlanda Modeli mi kullanılsın? Bu absürd bir tartışmadır: Ne Sri lanka’da tamil Gerillalarına karşı uygulanan kurşuna dizme, toplu katliam, toplu tecavüz ve işkencelerle öldürme bize göredir, ne silah bırakan İra karşısında İngilterenin masaya oturarak anlaşmayı seçen İrlanda modeli burda mümkündür. Ne mehmetçik sivil katliamı gibi insanlık dışı eylemler yapabilir, ne de PKK silah bırakmaya niyetli gözükmektedir. Bu hayallerden vazgeçilmelidir. Türkiye terörle mücadele anlayışını ‘teröristle mücadele’ ve ‘kaynaklarını kurutma’ yollarıyla sürdürecektir.
TERÖRÜ BİTİRMEK İÇİN
Bugüne kadar olduğu gibi düzenli orduların dağlara dalmasıyla, sabit karakollar, takip devriyeleri ve savunmak üzere saldırı bekleyişleri ile terör bitmez. Terör bu yolla vurur kaçar, bunu da eğlence yapar. En cahil insan bile bilir: “O sana nasıl saldırıyorsa, sen de aynı şekilde saldıracaksın!” Seyyaliyeti olan, koordineli hareket eden bölgeden çıkmayan asimetrik mücadele metodu uygulayan bir yöntemle PKK sona erer. İki bin tam donanımlı, iyi eğitimli özel harekatçı ve uzman komando kuvvetli bir istihbaratla desteklenerek dağlara çıkarsa altı ayda dağdaki üçbin beşyüz teröristi temizler. Buna tereddüdümüz yoktur. Düzenli ordu bölgeyi ablukaya alır, giriş çıkışı kontrol eder, Hava saldırıları da kesilmezse terörün kaynağı kurutulur. savunmada kalan ve saldırmayan, sabit bir av gibi durup hareket etmeyen, karakolları baraka, silahları yetersiz bu uygulama ile daha çok hamaset yapar şehit veririz… terörle mücadele stratejisi değişmelidir.
SİYASİ AÇIDAN
Siyasi olarak, hükümet yürütmekte olduğu tutukluluk sürelerini kısaltma çalışmasını derhal durdurmalıdır. Tutukululuk sürelerinin kısaltılmasını bugüne kadar isteyen biz, bugün, son iki ayda içeri alınanlarla 6 bini aşan şehirdeki PKK’lıyı sokağa salmış olacağından, artık buna karşıyız. 6 bin teröristin şehir sokaklarına salınması ne demektir? ‘İç savaş’ tuzağıdır! Hükümet bu tezgahtan çıkmalıdır. Uyanmalıdır.
HÜKÜMET’İN ÇIKARTACAĞI DERS
Bir ders alınmış olmalıdır. Defalarca belirttik: Açılım doğruydu, yapılmalıydı. Ancak, açılım’ın uygulanma biçimi meydanı rahat ve boş bulan PKK-KCK-BPD’ye güçlenme, büyüme, hatta gölge devlet kurma imkanı vermiştir! Bugün de o kuvvet burnumuzun direğini sızlatıyor!
Bu uyarıları bağıra bağıra yapanlar varken, inatla bunu yapan bazı kabine üyeleri, şimdi de tutukluluk süresiyle oynayarak PKK’yı serbest kılma projesine hizmet ediyorlar. Kabineden, milletimize bu kötülüğü reva gören basiretsizlerin ve onları besleyen bürokrasi ayaklarının atılması şarttır, zorunludur, elzemdir.
Onlar, KCK operasyonlarına izin vermeyenlerdir. Onlar, sınır ötesi harekata engel olanlardır iki yıldır. Onlar, terör örgütünün en gizli bilgilerini yabancı devletlerle paylaşmakta beis görmeyenlerdir. Onlar, Karayılan’ın kellesi –ölü veya diri- devletin ellerindeyken, aldırmak yerine pazarlığa oturmayı seçenlerdir. Onlar bu hükümetin terörle mücadele görüntüsüne yakışmayan, duruşunu bozan insanlardır. onlar, bu kanların dökülmesine meydan bırakanlardır.
BDP’YE NEFRET
Sabah, ilk mesaj onlardan geldi. Cinayette ilk başsağlığına gelen, katilin kendisi olurmuş ya! BDP’nin ‘üzgünüz’ kelamından artık nefret gelmiştir. Üzülmesinler, tavır alsınlar. Samimiyetsizlikleri nursuz yüzlerinden akarak ve sırtlarını sıvazlayan ellerin kanı şehitlerimizin kanıyken, sözlerinin bir kıymeti yoktur!
MHP’YE HAYRET
MHP’nin, Cumhurbaşkanı’nın Hakkari gezisine dair ‘Gizli gizli gittin! Sen korkuyorsun! Devlet de aciz!’ beyanını hayretle izledik. Cumurbaşkanı ne demek bilmiyorsunuz, devlet ne demek anlamamışsınız, terörle mücadele ve psikolojik harpten nasibiniz yok madem, hiç olmazsa sıradan bir milliyetçi basireti ile sussaydınız. BDP gibi bölücü partilere yakışacak bu beyanatları Bahçeli’den beklemezdik. Güzel konuşamasa da güzel susan bir lider, diyorduk! Konuşmasa, sussa ve görünmese MHP daha çok büyüyecek! Bu arada, kendisinden de alenen, elini kolunu sallayarak Yüksekova ve Çukurca’ya gidip, sözünün hakkını vermesini bekliyoruz!
CHP KOMİK
CHP’nin “Hükümet TBMM’ye bilgi versin, hükümet madem terörle mücadelede başarısız öyleyse bir Meclis komisyonu kuralım” önerisine de ancak ‘komik’ diyebiliyoruz. BDP’nin olduğu yerde PKK vardır. Meclis’te PKK ile mücadeleyi PKK ile birlikte mi belirleyerek yapacaksınız? Yoksa, derdiniz sadece hükümeti yıpratmak mı? Verilen her bilgi ve karar PKK’ya ulaştıktan sonra nasıl mücadele edeceksiniz? Sayın CHP, komik olmayın!
DIŞ DÜNYAYA DİKKAT
Güneydoğu’yu Türkiye’nin Filistin’i halinde göstermeye çalışan İsrail Politikasına dikkat! Bir İsrailliye bin Filistinli vererek ‘bir bin veren’ barış yanlısı izlenimini, yarın bize dayatacak bir İsrail atağına dikkat edilmeli. Bunu boşa çıkartacak hamleler planlanmalıdır.
MEDYA SAYGILI OLSUN
Önce Acun’a sözümüz: Sayın Başbakanın annesi vefat ettiğinde eğlence programınızı iptal ettiniz, Biz de takdir ettik. Fakat sekiz şehidimiz her gün olmuyordu; onları umursamadınız, anmadınız bile. ’24 şehit’ işe yarasın artık!
Kadın-eğlence programlarını durdurmayanları da kınıyoruz!
Dizilerde işret, tecavüz ve teşhircilikle süren seviyesizlik şehitlere hürmeten dursun, televizyonlar gündemi teröre ayırsın.
Ekranlar teröre karşı ülkeyi Kürdüyle Türküyle birleştirecek çağrılar ve filmlerle dönsün! Bilinçlenmeye hizmet etsin.
Yazarlara gelince; PKK’ya ince övgüler dizen, satır aralarından terör primi veren, üzüntü pozlarıyla teröristlere akıl hocalığı yapan iki yüzlü, kalemlerin utancı yazarlar ve onları bağrında gürbüzleştiren mevkuteleri artık teşhir şart olmuştur!
ALLAH MİLLETİMİZİ KORUSUN!
Büyük milletimiz bu ağır imtihanı da hakkıyla verecektir. Türkiye’nin birliğinin ve büyümesinin önünü hiç bir şer tezgahı kesemeyecektir. Türkiye, Dünya’da onurlu ve ağırlıklı konumunu alacaktır. Bugünün alınması gereken tedbirleri var. Hepsi o kadar!
Sabırlı olmalıyız. Provakasyonlara, tahriklere, kışkırtmalara gelmemeliyiz. Yıllardır sözünü ettiğimiz 2011 yılında iç savaş başlatma adımlarını göreceğimiz bu tuzaklar bir bir karşımıza çıkarken, oyuna gelmeyelim. Vakar ve soğukkanlılıkla bu imtihanı da aşalım.
Tekrar şehitlerimizi minnetle anıyor, Allah’ın rahmetiyle sarmasına, şehitleri arasına almasına dua ediyoruz. Allah milletimizi korusun, metanet ve sabır versin.19.10.2011
Bir yanıt yazın