KRİZ BİTECEK DE…
Hatırlanmayan bir yönünü açmak için yemin krizine bakacağız.
Yoksa, önceden zaten öngördüğümüz Yemin Krizi üzerinde durmuyoruz pek.
Niçin üzerinde durmuyoruz?
Çocukça bulduğumuz için.
Neymiş? Yemin içmezmiş.
İçmezsen içme! Kimin umurunda ki? Küsmüş, oynamayacak! Fare dağa küsmüş de dağın haberi olmamış, hesabı…
Sen yemin içmeyince meclis duruyor mu? Hayır.
Millet ‘helal olsun’ mu diyecek? Asla.
Mücadeleni mecliste ver, diye gönderilenler; Meclis çalışmalarına katılmayarak halk iradesine saygı mı duymuş olurlar? Hayır.
Devletin ilk partisi meclise girmeyecek kadar sistem dışında kalmışsa ne hayır çıkar? Hiç!
Seçilen vekiller ne düşünüyor? Az daha yemin kapısı aralanmazsa CHP grubu bir bir gelip yemin eder. Parçalıydılar, paramparça olurlar.
Olmadı, meclis ara seçime gider.
Ne olur? AK Parti 367’yi geçer.
Muhalefet bu demekse, böyle CHP’den her Başbakan’a, her iktidara lazım.
Başbakan’ın yerinde olsam klonlatır, Kılçdaroğlu’ndan Dolly’ler yaptırırdım. Finansmanına değer.
Bence CHP’liler girip yeminlerini içsinler. Millet zaten yeminlerine inanacak değil, bu saatten sonra.
APTAL,AHMAK,DELİ…
Pekiyi, bu kadar absürd bir muhalefeti niçin yaparsınız?
Kendi çıkarına olanı bilmeyene aptal derler.
Zararına olan şeyi çıkarına zannederek sarılana ahmak derler.
Alakasız bir tepkiyi alakasız konuda alakasız biçimde verene deli derler.
Baykal siyaseti aptalcaydı. Kılıçdaroğlu siyaseti ahmakça gidiyor. CHP siyaseti deliliğe ramak bırakmış durumda. Deli saçmalarına hazırlanıyoruz. Haydi hayırlısı!..
Biz niçin bu ahmakça siyaseti çocukça bulduğumuzu söyledik başta?
Çünkü başkasının vesayeti ile yürüyenler çocuktur. Ergenekon’un aklı emrinde gidince yola, aynı zamanda çocukça oluyor…
Sonra, kılavuzu karga olanın da akıbeti böyle oluyor…
CHP burnunu çıkarabilirse önüne bakacak!..
HADLERİNİ BİLDİRİN!
Aslında birilerine kötü söz söylemek gerekince yorum yapmamak iyidir. Tercihimiz de budur. Bir süre de direndik doğrusu. Fakat gündeme gelmeyen, yemin krizine dair bir soru, yazmaya zorladı bizi.
Merve Kavakçı olayı geliyor aklımıza…
“Haddini bildirin şu kadına!”
Bu söz hafızalarımızdan silinmiyor. Bir kadını yüzlerce ‘erkek’(!) linç psikolojisi ile protesto etmişti. Kadın, zorlukla salonu terk etmişti, bırakın yemin etmeyi… O meclis, bu meclisti. Başörtüsü sorunsa meclise nasıl girebilmişti? Değilse neden yemini engellenmişti? Bu ayrı bir konudur.
O’na yemin içtirilmedi, şimdikiler yemin içmiyor. Sonuçta yemin içmeyen vekiller var…
Konumuzla bağı ise şu: Yemin içmeyince milletvekili kalınabiliyordu da CHP zihniyeti o zaman nasıl Merve Kavakçı’nın milletvekilliğini düşürebilmişti? Kadıncağız milletvekili kalaydı da meclis çalışmalarına katılmayaydı!
BU NE ÇELİŞKİDİR?
Bunu niçin kimse hatırlamıyor?
CHP’nin vekillerinin yemin içmedikleri taktirde vekillikleri düşürülmezse Merve Kavakçı’nın hakkı gasp edilmiş olmayacak mı?
Merve Kavakçı düşürülmüşse, gelip yemin içmezlerse CHP’lilerin de vekilliği düşürülmelidir.
Bu çifte standardı göstermek istedik.
Yoksa biliyoruz; yana döne yemin içmenin bir yolunu arıyorlar. Tabii ‘utanmadan’ yemin edebilecekleri bir zemin bulmak için aranıyorlar.
Bu fırsatı verecekler. Yakında yeminlerini işiteceğiz.
‘Hadlerini bildirin’ diyecek biri yok çünkü!
ASIL HADLERİ BİLDİRİLMESİ GEREKENLER
Bir de BDP boyutu var.
Onlar için de bir kelime eksiksiz aynı şeyleri söyleriz. Üstüne bir de işte bunlara ‘hadlerini bildirmek lazım’ deriz.
Ne demektir, “Diyarbakır’a ayak basamasın, bu sokaklarda gezemesin Onlar!”
Sen de buralara ayak basamazsın mı densin istiyorsun? Bu ne haddini bilmez, gemi azıya almış, destursuz, fütursuz galazdır?
Kimsin böyle konuşabiliyorsun?
Neymiş, Diyarbakır’da ‘grup toplayacaklar’mış! Orada toplanacaklarmış!
ONE MİNUTE ZAMANI
Bir dakika, siz Ankara’ya vekil gönderildiniz!
Ayrıca bağımsız seçildiniz ‘bağımlı ve birlikte’ hareket ediyorsunuz!
Devletin başkentini de tanımayan bir tutum içine giriyorsunuz.
Buna haddini bildirmeyeceksen neye bildireceksin!
CHP çocukça ve ahmakça siyaset yapıyor.
BDP ise haince ve azgınca.
SİYASAL SUİKAST
CHP’ninki demokratik rüşt yoksunluğu. BDP’nin tutumu siyasal suikasttır.
BDP’li vekiller sadece devamsızlıktan değil, demokrasiye ve siyasal düzene karşı yıkıcı ve bölücü söylem ve eylemlerden dolayı yargılanmak üzere mecliste fezlekeye konu olmalıdırlar.
En azından milleti kör, herkesi sersem, demokratik düzeni aciz, devleti sahipsiz zannetmesinler.
Onların seçimleri yeniden yapılsın.
Olmayacak bir şey değil, ama yapabilecek kararlılık gösterilsin en azından caydırıcı olacaktır.
02.07.2011
Bir yanıt yazın