Gazaptan Önceki Son Durak:
İsrail Silahsızlandırılsın!
İsrail, yeryüzünün iki ideolojik devletinden birisi; Küba’yla birlikte…
Yine İran’la birlikte iki teokratik devletten birisi İsrail…
Yine tek faşist zihniyetle yönetilen devleti…
Türünün tek örneği kalmış çağdışı bir zihniyetin son örneği İsrail…
Bu nedenle en az beşyüzyıl geride imişiz gibi Dünyayı kabus, günümüzü zehir ediyor.
Sanki karşımızda vandallar, korsanlar, ya da kelle avcıları var.
Ve devletlerin karar mekanizmalarında etkili gizli-açık lobilere sahip olmanın rahatlığı uluslararası arenada daha da umursamaz ve cüretkar yapıyor İsrail’i…
Bu bir din meselesi değildir; zihniyet meselesidir.
Her din içerisinde siyasallaşan, radikalleşen ve kan dökücü bir fanatizme dönüşen akımlar ve zihniyetler gelişmiştir ve gelişebilecektir.
İslam dini ve Hrıstiyan Dini içerisinde de böylesi akımlar çıkmıştır ve cılız da olsa yine vardır.
Fakat başta o din mensupları ve sonra insanlık bu akımları mağlup etmeyi başarmıştır. Oysa Yahudilik içindeki bu bozuk zihniyet devletleşmiş, küresel güçlere etki etmiş ve bu güçlere yaslannarak kullanmaya devam etmektedir.
İşte kırılması gereken direnç noktası ve risk kaynağı burasıdır.
Bu zihniyetle mücadele esas amaçtır ama uzun soluklu olan bu aşamaya kadar, İsrail’in tehlike olmaktan çıkartılması öncelikli konudur. Bunun yolu da silahsızlandırmadır.
İsrail, silah gücüyle bölgede yarım asırdır terör estirmektedir.
Sırbistan’a, Irak’a, Afganistan’a yapılan müdahale ve İran’dan istenen silahsızlanma hangi gerekçeye dayanıyorsa aynı nedenlerle ve daha fazla sebeple İsrail silahlardan arındırılmalıdır.
İsrail’in silahsızlandırılması kararı BM güvenlik Konseyi tarihte ilk kez İsrail’i oy birliği ile ve jet hızıyla kınamışken; derhal gündeme getirilmelidir.
Hukuksal süreçler elbette tüketilmelidir.
Elbette gereken diplomatik girişimler yürütülmelidir.
Bu açıdan mevcut yönetimin bundan önceki hükümetlerden çok daha başarılı bir görüntü çizildiği kuşkusuzdur.
Başta Dışişleri Bakanımız olarak tebrik eder ve Türkiye adına teşekkür ederiz.
Türkiye çıtasını nasıl yükselttiğini göstermiştir. Tarih hak ettiği onuru bu duruşu sergileyenlere verecektir.
Fakat bir işi doğru hedefe yönelterek yapmak da gereklidir. Türkiye girişimlerden aldığı olumlu sonuçlarla yetinir; bu arızalı kafayı elinde bu güçle orada tutmaya devam ederse daha başka, yeni sıkıntılar da gelecektir.
Bu şartlar İsrail’in silahsızlandırılması için değerlendirilmelidir.
Bu hedef konulduğu taktirde; silahları elinden alınma riskini gören İsrail duracaktır.
İsrail kısa vadede bu baskı altında tutulmalı; orta vadede silahsızlandırılmalı; uzun vadede İsrail’i yöneten zihniyet teokratiklikten kurtarılıp demokratikleştirilmelidir.
Bu süreç karşısında İsrail’in tutumu olumlu olursa bu sonuç doğaçak; olumsuz olursa insanlığın gazabı İsrail’i yok edecektir.
İnsanlığın gerçek ve gür sesi Türk Milleti yeniden tarih sahnesine çıkmıştır. Öyleyse yaşanan olaya dair değil yaşanan tarihe dair tavır koyalım.
Ki gelecek tekerrürlerle sürmesin; yönlendirdiğimiz biçimlenmeyle dönüşüm başlasın.
Yeni çağ bizim çağımız olsun.
Bir yanıt yazın