Sorudan Alıntı 4:
YORUMA AÇIK AYET NASIL OLUR?
Kur’anın ise yaklaşık üçte biri yoruma açık(müteşabih) ayetleri barındırır. İster istemez bu yorumuın ‘doğru’ olması için yardıma gereksinim duyarız. suat kardeş, Hac(*) Sûresinin 16 . Ayetinde Nûr(*) Sûresinin 1 . Ayetinde Ankebût Sûresinin 49 . Ayetinde Şu’arâ Sûresinin 2 . Ayetinde Bakara(*) Sûresinin 99 . Ayetinde Zuhruf Sûresinin 2,3 . Ayetinde Sebe’ Sûresinin 3 . Ayetinde Mâide(*) Sûresinin 15 . Ayetinde Yâsîn Sûresinin 69 . Ayetinde Nisâ(*) Sûresinin 174 . Ayetinde Duhân Sûresinin 2,3 . Ayetinde Yûsuf Sûresinin 1 . Ayetinde Neml Sûresinin 1 . Ayetinde Kasas Sûresinin 2 . Ayetinde Mücâdele(*) Sûresinin 5 . Ayetinde Bakara(*) Sûresinin 213 . AyetindeÂl-i İmrân(*) Sûresinin 105 . Ayetinde allah,herkesin anlayabilmesi için kuranı apaçık indirdim der,okuma yazma bilmeyen peygamberin bile anlıyacağı kadar apaçık ,istersen tamamını kontrol edebilirsin,meal( elmalılı hamdiden)sen tutmuş kuranın 3 de 1 yoruma açıktır diyorsun,yorumdan anladığın ne senin,varolan ayeti işine göre yorumlamak doğrumu?
Yanıt 4:
Mantık okuyanlar bilir; açık önerme, kapalı önerme diye bir şey vardır. Belirli, somut bir yargısı olan cümleler ve soyut anlatımlı cümleler.
Bazı ayetler kapalı önermedir: “Allah katında dünya yaratılalı beri ayların sayısı 12’dir” ayetinin neresini farklı yorumlayacaksın? Tek yönlü, kapalı bir yargı sunuluyor.
Kuran’a dair ilimlerin en önemlilerinden biri de Kur’an-ı Kerim’deki müteşabih (teşbih(benzetme)kullanılan) ayetler meselesidir. Buna şaşırmanıza şaşırdık doğrusu. Çünkü bunu biz uydurmuyoruz. Bu iki ayet türünü biz belirlemedik. Allah, şu ayet-i kerimede Kur’an’daki ayetlerin, bir itibara göre muhkem ve müteşabih olarak iki çeşit olduğunu bildirir:
“Sana bu kitabı indiren O’dur. Kitabın bir kısım ayetleri muhkem olup bunlar onun esasını teşkil ederler. Diğer kısım ise müteşabihtirler. Kalblerinde eğrilik olan kimseler, onun sadece müteşabihleri ile meşgul olurlar. Bundan maksatları sırf fitne çıkarmak ve kendi anlayışlarına göre yorumlamaktır. Halbuki onların gerçek manalarını yalnız Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar ise onların manalarını anlamaya çalışmakla beraber, asıl maksat ve manalarını Allah Teala’ya havale edip: ‘Allah’ın maksadı ne ise biz O’na inandık. Gerek muhkemi, gerek müteşabihi, hepsi Rabbimiz tarafından gönderilmiştir’ derler. Bunu ancak kâmil ve öz akıl sahipleri düşünebilirler. Ve onlar sözlerini şu dua ile bitirirler: “Ey bizim Yüce Rabbimiz! Doğru yola erdikten sonra kalplerimizi yanlışa saptırma, yüce katından bize rahmet bağışla. Şüphesiz sonsuz lütuf sahibi olan ancak Sensin.” (Al-i İmran, 7-8).
Bunlar mecazi, sanatsal, ama insanın somut değil soyut anlaması gereken ayetlerdir:
Allah’ın eli onların ellerinin üstündedir.’ (Fetih, 10), yahut “ Rahman, Arşın üzerine istiva etti(kapladı).” (Taha, 5) ayetleri gibi…
Bunu anlayabilirsiniz: Muhkem(hüküm içeren) kapalı önermeli ayetler -hukuk ve ahlak metinleri gibi- tek anlamlıdır. Müteşabih(tebihe-benzetmeye dayalı) ayetler şiir ve deneme gibi sanatsal anlatımları içerir.
Müteşabih ayet bu anlamda ‘yoruma açık ayet demektir’ Yoksa anlaşılmaz veya örtülü demek değildir. Birbirinin aksine yorumlanabilir ayet demek de değildir. Farklı algılar ve yorumlarsa bir zenginliktir, çatışma değil. Çünkü yargı içermezler. İdrak, düşünce derinliği, zevk, zeka ve sevgi temalıdır. Şiir gibi sanat gibi, felsefe gibi… ne kadar çok yorum, o denli büyük zenginlik…
Bir yanıt yazın