BİRİLERİ SÖYLESİN ARTIK
13 Şehit… Bedeni vatan olmuş, bayrak olmuş 13 ana kuzusu.
Duygularımızı ifadeye kelimeler yetmiyor. Fakat bugün duygularımızı bırakıp akl-ı selimle en olmazları da düşünerek doğru bir karara varma vaktidir.
Takip edenler bilir; bugünlerin geleceğini önceden belirtmiş ve kararlılık konusunda peşinen uyarmıştık. Şimdi tam kararlılık zamanıdır. Kürt halkını dışlamadan sarılma, teröre ve yandaşlarına tavizsiz olma zamanı! Fakat Kürt halkına da görevini hatırlatma zamanı.
İlkin çuvaldızı kendimize batıralım.
Yine bir Temmuz Ayındayız. Yine 13 şehit. Yine ihmaller ve sorular… Biz artık her YAŞ toplantısı öncesi, askere lüzumu hissettirmek istercesine gelen bu eylemlerin zamanlamasından iğrenmeye başladık! Artık yeter!.. Dağlıca da 13 şehit, Hatay sınır karakoluna saldırıda, Başbağlar’da… Artık, ülkeyi istim üstüne çeken miktarda asker öldüren zamanlama, ve bu eylemlerdeki zincirleme ihmaller bizi çileden çıkartıyor. Aynı filmi tekrar tekrar izliyoruz. Yetmez mi?
Bu kadar ihmale ne denir?
ADINI SİZ KOYUN
Bir komutan düşünün; görev aldığı her bölgede böyle derin, böyle sarsıcı, böyle artan eylemler olsun! Adeta bir kara bulut, kâbus gibi o paşanın yıldızlarına bakan coğrafyaya çöküyor. Nereye gittiyse terör geniş alan buluyor. Şimdi de Karadeniz’den itibaren Doğu sathında yayılma istidadı gösteriyor. Beceriksizlik mi? Adını biz koyamayız. Ama tespiti yapabiliyoruz. Biraz dikkat etsin, herkes görebilir.
Fakat diyecek tek sözümüz var: Yetti artık! Adam gibi savunun bu ülkeyi. Bir defa da siz basın, ele geçirin, imha edin; hep sizi basmasın teröristler!
Sonra dönüp eşkıyalara ve yardakçılarına bakalım:
TOPYEKÜN HAREKAT
BDP-DTP-PKK-KCK cephesine bakalım. Hepsi de senkronize bir hareket planının parçasıdır. Hepsi de terör örgütünün ve Öcalan’ın emrindeler. Kent yapılanması KCK şehir karıştırıyor, seçim etkiliyor, dağdaki terör örgütü PKK eylem yapıp ülkeyi sarsıyor, gözdağı verip güç gösterisi yapıyor, sivil toplum ayağı DTP bu eylemlerden aldığı destekle demokratik özerklik ilan ediyor, siyasal kanadı BDP demokratik özerkliğin ilan edildiği Diyarbakır’da gruplarının meclis toplantısını yapıyor.
Yani bu orkestrasyon gösteriyor ki bir merkezden aynı hedefe yürüyorlar. Hedef: Kürdistan. Demokratik özerklik, bunun ilk adımı.
Niçin şimdi?
KÜRT HALKI SORUMSUZ DURAMAZ!
Kürt halkının bulduğu demokrasi imkanları, kürt aydınlarının Türkiye’ye dönmeye başlaması, demokratik çözüm yollarlını geliştirirken PKK’dan insiyatifin çıkması, farklı odaklara kaymasına neden olacaktı. Bunu engellemek için hızlandılar.
Fakat bir eksiklik var:
Kürt kardeşlerimiz BDP’ye oy verirken PKK’yı desteklediklerini bilmiyorlar mıydı? Elbette biliyorlardı.
Öyleyse Kürt Halkı verilen şehitlerin sorumluluğunu üstleniyor mu? Hayır!
Üstlenmesi gerekir mi? Ya da suçlamalı mıyız? Elbette hayır.
Fakat en az benim kadar Kürtler de verdikleri oyun sorumluluğunu taşımak zorundalar. Demokrasi budur, kardeşlik budur, adamlık budur.
HALK TERÖRİSTLERİN ARKASINDAYSA…
İhtimal vermiyoruz, inanmıyoruz ama PKK’nın siyasal kanadına destek veriyorsanız terörü destekliyorsanız ve demokratik özerklik; hatta bağımsızlık istiyorsanız bunu bilelim. İlan edin.
Bu ilanın en kolay yolu hemen mevcut vekillerin meclis üyeliklerini devamsızlıktan düşürüp ara seçime gitmektir.
Ara seçim sonuçları bölge halkının 13 şehide kurşun sıkanları onaylıyorsa hiç uğraşmayalım!
Al atını istemem tımarını! Bölgenizde saadetler dileriz der Türk halkı… Fakat kardeş kardeşe kıymasın artık.
PKK DİYARBAKIR SOKAKLARINA ÇIKAMASIN!…
Biz bu bölgeyi emperyalizme, siyonizme, ABD’ye ve AB’ye, Rusya ve Ermanistan’a, bu şer emellere karşı koruduğumuzu, PKK’nın da taşeron olduğunu düşünüyoruz. Kürt halkının ise bizden bir farkı yoktur. Yok eğer böyle değilse, kürt halkı istiyorsa bunu, eğer Kürt halkı istiyorsa askerlerimizin şehit edilmesini; izzet-i ikbal ile çekilmesini biliriz. Türk ordusu Kürtlerin de ordusudur. Asla zalimlik yapmaz, yapmasına gönlümüz razı olmaz. Yaparsa da er geç kendi elleriyle bu millet zalimlerini cezalandırır. Bu millet Allah’ın milletidir. PKK gibi enternasyonallerin değil.
Artık zamanı gelmiştir: Kürt halkı 13 şehide kıyan, imam katili ve öğrenci yurdu kundakçısı örgütün yolundaysa uğru açık olsun. Yok değilse, artık yetti, örgütün arkasından desteğini çeksin. Baskı maskı, korku morku sözlerini de bıraksın. PKK Diyarbakır sokaklarında gezemez olsun! Bunu Kürtler yapmayacaksa, Türkler tek başına hiç yapamazlar…
BİRLİKTE YAŞAMA İRADESİ VAR MI, YOK MU?
Yeter artık! Sıra Kürt halkında! Tavır alma zamanıdır! Terörist, imansız, imam ve asker katili eşkıyayı tercih edip etmediğine bir karar versin! Bunlar da yüz buldu astar istiyor durumuna gelemesin! Bu artık Kürtlerin temel sorusudur. Bu soruyu soruyoruz.
Tek taraflı aşk olmaz. Kürtlerin de Türklerle birlikte yaşama iradesini görmek istiyoruz. Toplumsal sözleşmenin yenilenmesi gereği var.
BİRİLERİ KÜRTLERE NE KAYBEDECEKLERİNİ DE SÖYLESİN
Hatırımdan hiç gitmiyor. Kulaklara küpe olacak, ibretlik bir cümlesi var Fransa’da yaşayan bir Ermeni aydınının: “Biz Osmanlı Ermenilerine, bağımsızlık, insan hakları, vatan derlerken hep ne kazanacağımızı anlattılar. Ama hiç ne kaybedeceğimizden söz etmediler. O nedenle aldandık.”
Aynı şeyler oluyor. Ermenilerin kaderini adım adım yaşıyor Kürt halkı.
Kürt kardeşlerimizle ayrılmak elbette aklımızdan bile geçmiyor. O nedenle herkes susuyor. Terör örgütü yanlıları da sadece ne kazanacaklarından söz ediyor. Kürt halkı yanılıyor. Neler kaybedeceğini de birileri söylemeli.
Demokratik özerklik, beraberinde iç işlerini Kürtlere bırakmayı getirecek. Batının vergisi doğuya gitmeyecek. Bölge yüzde altmış yoksullaşacak. Sınır kontrolü merkezi hükümette olacağından ve daha katı durulacağından gayrı meşru para trafiği de bölgeye hayat veremeyecek. Dahası, işsizlik yer yer yüzde 17’lere varmışken Batı’da, Kürt çalıştırmak artık mümkün olmaz. Başta tüm Kürt memurların devletten para almasına karşı çıkılır. Asker, polis, öğretmen… memur namına kim varsa bölgelerinde istihdam edilmek üzere işlerine son verilir. Beraberinde yerleşimler kaymaya başlar. Zamana yayılan biçimde tarihin en büyük göçlerinden birisi daha başlar, Batı’dan Kürtlerin bölgesine doğru.
TERÖR ÖRGÜTÜNDEN DESTEKLERİNİ ÇEKSİNLER
Bu tablo insanın yüreğini parçalayan bir durumu anlatıyor. Sanırım en medeni düzeyi de bu olur.
Kürt halkı bunu mu ister? Asla.
O zaman neden net tavır almaz?
İnsanın, başlarım korkusuna! Diyesi geliyor. Ya şimdi, bir defa ölürsünüz, ya da her gün ölmeye devam edersiniz. Hayatın kanunu bu.
Kürt halkı terör örgütünden desteğini çeksin; canımızla, kanımızla, varımızla, yokumuzla vuruşalım, çalışalım beraber. Başımızla beraber.
Yok desteklerini çekmiyorlarsa, hem de yüzde 60-70’lerle taşıyorlarsa, biz ne yapabiliriz? Kendi kaderlerini kendileri yaşayacaklar.
Daha fazla şehit istemiyoruz. Artık her şey barış içinde, demokrasi çerçevesinde çözümlensin.
Bir yanıt yazın