BÜYÜK TÜRKİYE’YE BÜYÜK TUZAK!
KENDİNİZİ PARÇALAMAYIN,
TÜRKİYE DE PARÇALANMIYOR!…
Türkiye parçalanmıyor, yerel farklılılarını demokratik yumuşama ile tadıyor. Sonrasında Türkiye üniter yapı dışında modellere açılacak; Federatif ve Konfederatif devletlerden birisi olacaktır… Ne gibi? Rusya gibi Bağımsız Devletler Topluluğu oluşturarak… Ya da ABD gibi Birleşik Devletler modeline geçerek. Belki AB gibi bir birlik oluşumunu sağlayarak…
Kısacası Dünya’nın yeni imparatorlukları doğuyor: Batı’da AB-D, Uzak Doğu’da Çin-Hindistan, Kuzey’de Rusya ve Ortadoğu’da Türkiye lider ve eksen ülkeler olacak.
Şimdilerde Mısır ve Arabistan öncülüğünde bir Arap Birliği aranıyor. Fakat bunu mümkün görmüyoruz. Çünkü Krallık yönetimleri değişmeden entegrasyon mümkün değildir, fantezidir. Arap Dünyası ABD güdümünde ve Türkiye çekim alanında tarihini bir süre daha ezik bir şekilde yaşamaya mahkum görünüyor.
Yapılanan sadece biz değiliz yani, Dünya yeniden yapılanıyor. Türkiye de aslında bu yeniden yapılanma sürecine en son katılan lider ülke oluyor. Türkiye geç de olsa Bölgesel lider, küresel aktör oluyor!
NE GÜZEL!
Bu güzel bir gelişme değil mi? Bakalım güzel midir?
Türkiye nasıl eklemlenerek bölgesinde genişleyecek? Türkiye,Kuzey Irak’la Doğumuzu Kürdistan olarak eyalet edinecek, Şam bu federasyona dahil olacak, Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistandahil olacak. Pakistan’ın Doğu’dan Afganistan ile birlikte katılımı da mümkün gözüküyor. Balkanlarda Kosova, Bosna, Bulgaristan ilk ihtimaller… Belki Trakya ve Makedonya’da yeni özgürleşen Müslüman bölgeler de katılabilecek… Güney’den ise Kıbrıs… Hazar, Karadeniz, Akdeniz… Üç deniz arasında Büyük Türkiye kurulacak…
OSMANLI YENİDEN DOĞAR MI?
Osmanlı mirası bu coğrafyaya yeniden açılmak ilk planda hepimizi heyecanlandırır. Doğaldır.
Fakat şu duruma bir bakınız: Temsilciler Meclisimize bu eyaletlerden gelen milletvekilleri nerdeyse yarısından fazlası gayrımüslim olacaktır ve Kürdistan gibi aleyhte oy kullanabilecek vekiller de düşünülürse çoğunluğun Türklerin elinden alındığı bir Meclis doğmuyor mu?
İşte tehlike de buradadır.
Bu, “Türkiye Türklere bırakılamayacak kadar kıymetli bir ülkedir” diyenlerin neyi planladığını ortaya koymuyor mu?
Bu, II. Abdulhamit tarafından kapatılan 1. meşrutiyet meclisi’nin yapısını andırmıyor mu? Müslümanların ve Türklerin temsilcilerinin yarıdan az olduğu bir Meclis’le Türklerin devletini yöneteceksiniz!
Üstelik Türkiye’ye bağlanacak olan bu ülkelerden ikisi hariç tamamı ABD güdümünde iken!…
Aslında bu küçük küçük ülkeler bize bağlanırken ABD de biziyeniden bağlamış oluyor. Bu şark meselesini Batı’nın hallettiğinin resmidir! Çok değil elli sene sonra Türk adı bile kalmaz bu topraklarda.
ABD Osmanlı’ya vergi vermişti. Osmanlı’nın evlatları, yeni Osmanlı’yı ABD’ye eyalet mi yapacak?
Milletim uyan! Demenin zamanıdır.
LİDER ÜLKE: TÜRKİYE
Başka bir genişleme ihtimali de bırakılmamıştır: Araplar çok geride, Türk devletleri Rusya’nın bünyesinde. Böyleyken Müslüman ve Türk ağırlığını nasıl oluşturabilirsiniz?
Tarihin akışının karşısına geçelim demiyoruz. Demokratikleşmeye karşıyız demek Donkişotluk olur. Eyaletleşmeye karşıyız demek ahmaklık olur. Çünkü o-la-cak! Sadece tarihin bizi sürüklediği tehlikeli limanı önceden keşfedelim, istiyoruz. Belki tedbir alınır. Belki ülkemiz, devletimiz sabun gibi elimizden gitmeden uyanılabilir. Lehimize çevrilecek şekilde şartlar değerlendirilebilir. Ve böylece Türkiye gerçekten lider ülke olarak doğabilir.
Dünya’da parçalanmamış tek yarımada var; Türkiye.
Bunun bir anlamı olmalı!…
Liderlik, tarihin biriken kuvvetlerini yönlendirme sanatı imiş…
İşte şimdi Türkiye’nim liderliğe ihtiyacı var. Yeni, vizyoner ve gerçek bir lider…
Bundan önceki pek çok lider gibi Tayyip Bey de misyonunu tamamladı artık. Türkiye’yi bu yeni kulvara soktu, ve yürütmeye başladı…
Şimdi bütün bu birikimden bir zafer çıkartacak yeni bir duruşa ihtiyaç var. Bu millet her dönem olduğu gibi bu dönemin de liderini bulacaktır.
Eğer bu vatanı seviyorsanız, bu ezana inanıyor ve insanlık için bir değer taşıdığınız fikrindeyseniz…
Niçin duruyorsunuz?
Bir yanıt yazın