ÇANAKKALE’DE BEDİR KOKUSU VE SALGINLAR…
Dr. Osman ARSLAN
Çanakkale, imanın imkanı yendiği zafer.
Onlar, herkes gibi ölmediler. Öyle güzeldi ki gittikleri yerler, bir daha dönmediler. Hayatlarının ilkbaharında düşman dalgalarına sıradağ oldular. Muhteşem bir seda bıraktılar gökkubbeye, ‘kuğu’nun son ötüşü’nü kıskandıran. Nice kefensiz kahraman, asırlara salınan mektuplar gibi bize öğütler vermeye devam ediyor. Onların tarihe sığmayan büyüklüğüne, destanlaşan vatan sevgisine ihtiyacımız var.
Çanakkale Savaşlarına iki yönden bakacağız bu yıldönümünde. Birincisi Koronavirüs salgını nedeniyle salgın hastalıklar, diğerisosyal medyada spekülasyonu dönen Bedir-Çanakkale benzetmesi…
ÇANAKKALE’DE SALGIN
Bir salgın hastalık; koronavirüs, 18 Mart’ın bu yıldönümünde hayatımızı etkiliyor. Bütün toplantı ve programlar gibi 7 Çanakkale Konferansım da iptal oldu. Öyleyse Çanakkale’ye dönüp salgın hastalıkları hatırlayalım…
Sağlıksız beslenme, sinekler, çürüyen cesetler ve tuvaletler insanı bitkin düşüren dizanteriyle sonuçlanıyordu. Yarımadaya ayak basıp da dizanteri olmamış kimse yok gibiydi. Bir süre sonra iskelete dönen Anadolu’nun koç yiğitleri ne yapsın!.. “Bari,” diyorlardı, “iki kefere geberteydim de öleyim…” Dizanteri ilacı mı? Yoktu ki? Killi toprak yediriyorlardı hastalara, belki topraktan şifası gelir!..
Dizanteri’den çıktın mı, kolera salgını yürür üstüne. Kolera’dan öldüğü tespit edilen taşıyıcı sayısı, 577. Kim bilir, daha ne kadardı koleraya kurban verdiğimiz şehit?
Ya sıtma? Çoğu yeri bataklıktı Gelibolu’nıun. Sivrisineklerin musallat olup da sıtma etmediği asker kalır mı? O ateş, o titreme… Sen yedi düveli titretirsin, bir sıtma seni tutar titretirdi… Ne mi yaptılar? Var güçleriyle bataklık kurutmaya çalıştılar ki sinekler üremesin! Sizce kaç günde bir bataklık kurur?
Sağlık malzemesi yoktu. Narkozsuz yapılıyordu ameliyatlar. Acıya dayanamayarak ölmemişse asker, açık yara mikrop kaptığından ölüyordu. Sterilize imkanı yok. Başından mı yaralı bir, zaten yapacak bir şey yok, ölümü bekleniyordu. Hal buydu.
İskorpit(diş etlerinde çekilme), yetersiz beslenmeden C vitamini eksikliği nedeniyle yaşanan en sıradan rahatsızlıktı. Bol yeşillik yedirerek çözmeye çalıştılar. Yeşil olsun da, ot, yaprak fark etmez… Yediler.
Acı ilaçtı Çanakkale bu millete, acı ilaç!..
Nerde Hilal-i Ahmer(Kızılay) bayrağı var düşman orayı vuruyordu zaten. Daha acımasızca olanı neydi biliyor musunuz? Zehirli gaz kullanıyorlardı bombalarında. Türk cephesindeki mehmetçikleri böcek zehirler gibi yok ediyorlardı. İngiltere’ye ültimatom vermek ne fayda versin! Sırtlanları geçmişti yırtıcılıkta, tek dişi kalmış canavarlar!
Şimdi Koronavirüs var. Aman birbirimize dokunmayalım. ”Uzaktan sevmek en güzeli” olsun. Tedbir iyidir elbette. Virüs bulaşmasın. Sadece yakaladığı hastaların yüzde 3’ünü öldürüyormuş! Olsun. Kaçınalım.
Ama, durup ‘onları’ da bir düşünelim.
Onları da…
BEDİR VE ÇANAKKALE
“Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor tevhidi;
Bedr’in Arslanları ancak(sadece onlar), bu kadar şanlı idi!”
Mehmet Akif boşa temsil getirmedi Bedir’i:
- Bedir yenilgi olsaydı İslam’ın son gücü imha olacaktı. Çanakkale’de de “İslam’ın son ordusu” savaşıyordu!
- Bedir’de Müşrikler Müslümanların üç katıydı, 18 Mart günü itilaf güçleri de bizim sayıca üç katımızdı.
- Bedir’de çeşitli Arap aşiretlerinin birleşik müşrik kuvvetleri vardı, Çanakkale’de de birleşik haçlı kuvvetleri gelmişti karşımıza.
- Bedir’de askeri elbise yok, silah yetersiz, at yok, aş yetersiz, asker azdı; Müşrikler orantısız üstündü. Çanakkale’de de malzeme mukayesesi aynı derecede kötüydü.
- Bedir’de lider Ebu Leheb ani bir ateşli hastalık gerekçesiyle savaşa katılamamış Ebu Cehil savaşı komuta etmiş ve mağlup olmuştu. Çanakkale’de de hazırlıkları yapan asıl komutan Amiral Carden son anda ateşli bir hastalıkla düşmüş, komuta 17 Mart’ta Amiral De Robeck’e kalmış ve 18 Mart günü mağlup olmuşlardı.
- Bedir’de de onbeş yaşında şehit mücahitler vardı, Çanakkale’de de liseliler askerdeydi, 14- 15 yaşında şehitlerimiz oldu.
- Müslümanların kaybı Bedir’de 14, Çanakkale’de Türklerin kaybı 18 Mart günü 25 kişiydi. Her iki savaşta da asgari zayiatla azami başarı elde edilmişti.
- Bedir 13 Mart 624 Perşembe günü başladı, Çanakkale de aynı gün; 18 Mart 1915 Perşembe günü yaşandı…
- Enfal Suresi 9-10. ayetlerde Allah’ın melekleriyle Bedir’de Müslümanlara yardım ettiği anlatılır. Bunu Mekke’ye dönen müşrikler de gördüklerini söyleyerek anlatmıştır. Çanakkale için biz de düşmanın dilinden aktaralım: “Bizi Türklerin gücü değil, Tanrı’nın gücü yendi. Göklerden gelen yardımları gördük.“(General Hamilton) “Biz Çanakkale’de Türklerle değil Allah’la savaştık. Allah’ı kim yenebilirdi?”(Churchill)
Allah milletimizi daim yanında olsun.
Bir yanıt yazın