Neler Oluyor?

NELER OLUYOR O ZAMAN?

Dostlarımız hatırlarlar: Biz klasik sağ-sol ayrımının bittiğini ve artık onbeş-yirmi yıla kadar cumhuriyetçi-demokrat ayrımının yerleşeceğini ilk yazdığımızda 1994 yılıydı. Son hatırlattığımızda ise 2007 idi.Cumhuriyetçiliğin ideolojisinin Atatürk Milliyetçiliği olacağını, Demokratların ideolojisini ise Muhafazakarlığın oluşturacağını öngörmüştük. Ve tarihin muhafazakar demokrasi lehine işlediğini vurgulamıştık. Çözümlememiz şimdi daha da belirginleşen siyasal saflaşma tarafından doğrulanıyor…

Ve sonra tarihin akışına bakmıştık: İki periyot demokratlar ilerliyordu hep, bir periyot cumhuriyetçiler… Bu tüm dünyada böyle gidiyordu. Ve Türkiye’de de demokratikleşmenin iki periyot boyu kazanacağını belirtmiştik. Sonra kısa bir Cumhuriyetçi dengelemesi, ardından daha hızlı demokrat hareket…

 Ancak bu demokratik gelişmenin doğal sonuçları da olacaktır. Bu sonuçlar demokratikleşme başlığının altındagerçekleşmektedir. Bu çalışma, iki yönden yürümektedir:Birinci kanat ekonomik ve idari yapılanmanın yenilenme sürecidir; Bölgesel Kalkınma Ajansları… Kalkınma Ajansları Türkiye’yi 12 idari ve ekonomik bölgeye ayırıyor. AB hibe paraları bu ajanslara akıyor ve vali ve kaymakamlar bypass ediliyor. Üstelik merakla sormak zorundayız: Bu bölgeler madem ekonomik gerekçeli sınırları belirlenmiştir; neden etnik yoğunlukları dikkate alarak sınırları çizilmiştir Türkiye’deki bölgelerin? Demokratikleşmenin yürüdüğü ikinci kanat ise etnik kimliklerin kültürel haklarının verilmesi süreci olarak yürümektedir. Yani farklılıklara dikkat çeken kültürel ayrışım süreci… Ekonomik olarak ayrışmış, idari olarak sınırları oluşmuş ve kültürel olarak da farklılıklarının peşine düşmüş etnik kimlikler… Nereye gider?…

YETMİŞİKİ MİLYON DEĞİL, YETMİŞİKİ MİLLET BİRDİR!

Bu, Türkiye’de ‘millet’ kavramını ‘milliyetçi’ kültürel koddan kaçıracaktır. Çünkü bu kadar farklı etnik kimliklere milliyetçi tavırla yaklaşırsanız dağılmaya yol açarsınız. Böyle giderse, Türkiye’de çok yakın zamanda Milliyetçilik bölücü bir yaklaşım olarak ele alınacak ve belki de suç olacaktır! Artık Türkiye’yi bir arada tutacak tek yol kalacaktır: siyasal olarak Cumhuriyetçi üniter yapı çatışmanın kaynağı olacak; liberal çoğulculuk ve yerel demokrasi bir arada yaşamanın zeminini oluşturacaktır. Kültürel olarak Milliyetçi yetmişiki milyon tek millet anlayışı itici ve asimilasyonist gelecek yetmişiki milleti bir göz ile gören ‘din kardeşliği’ bağdaştırıcı çıkış yolu olacaktır

Muhafazakâr Demokrasi ülkenin buluşma zemini olacaktır.

BİR ADAM İKİ DEVİR

Şu ilginç noktayı da vurgulamak; Bir bilim adamı var; Akparti kurulurken bir kitap yazmıştı. Akparti, adını, ana sloganını, programını ve hedeflerini hep bu kitaptan almıştı. Aynı bilim adamı şu anda ‘AKP’ diyerek, iktidar karşısında konuşuyor ve yazıyor. Ne mi söylüyor şimdi? Şunları: “Kürt Açılımı girişimi bir ABD, İngiltere ve İsrail Projesidir. ABD’nin ve İngiltere’nin 100 yıllık rüyası veya hayali gerçekleşmektedir. Türk Milleti’nin DNA’ları ile oynanmaktadır! Sanki etkile, yönlendir, böl, parçala ve yut mantığının psikolojik savaş yöntemleriyle bugün Türkiye’de uygulanmakta olduğuna işaret ediyor! Daha sonra da EYALETLER konusunun merhum Turgut Özal ve Süleyman Demirel’le başlatıldığını, bugün de Başbakan R. Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile de kıvama getirildiğine vurgu yaparak tarihten Sadrazam Sait Halim Paşa’nın ‘Geçici Vilayet Kanunu’ genelgesi parçalanma ve çöküş sürecini örnek vererek bir Türkiye gerçeklerinde yoğunlaşıyor. Avrupa’nın Osmanlı’ya dayatmış olduğu federalizmin bugün ABD, AB, İngiltere ve İsrail tarafından Türkiye’ye AKP vasıtası ile dayatılmakta olduğunu söylüyor. Kısaca; Globalleşme/Küreselleşme adı altında Türkiye’nin nasıl parçalanmakta olduğunu ve Türkiye’yi önce 26’ya daha sonra 12’ya bölünmesi konusunda çalışıldığına işaret ediyor. Asıl sorunun Kürt Sorunu değil, Kürt’ün Türk’ten ayırma sorunu olduğunu söylüyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına en büyük darbenin bugünkü iktidar tarafından vurulduğunu belirtiyor.”

Bir bilim adamı iki ayrı tutumla, iki dönemde tarihi aksi yönlere yönlendirebilir mi? Bu kadar tesadüf de, pes dedirtir!

ROMANLARDA TEHCİRİN YOLCULUĞU

  • 2.1Bin Görüntülenme Sayısı

Cumhuriyetçiler ve Demokratlar

  • 1.7Bin Görüntülenme Sayısı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hakkımda
Hakkımda
Merhaba. Bu sayfalarda birlikte olmaktan son derece mutluyum. Hoş geldiniz. Hayat yolundayız. Her birimiz ayrı bir mecradan, farklı bir maceradan geliyoruz...

Site Toplam Ziyaretçi: 300

Son Yüklenenler

Paylaşımlarımdan Haberdar Olmak İster misiniz?