TARİHİ SEÇİM TARİHİ SONUÇ:
İSTİKRAR VE DENGE BİRLİKTE GELDİ
12 Haziran Seçimleri sonuçlandı. Milli irade, sandıktan çelişkisiz ve net mesajlarla çıktı. Doğrusu yorumculara fazla iş düşmüyor. Her akıl sahibi tabloyu görüyor.
Fakat bizim Konuşulanlar dışında ilave edeceğimiz farklı bazı hususlar da vardır.
ARİTMETİĞİN DİLİ
Ancak ilk planda görünen durumu, aritmetiğin önünde durarak şu şekilde okuyabiliriz:
1. AK Parti yönetimi güvenoyu almıştır. Geleceğin de bu istikamette yürümesi tercih edilmiştir. Diğer 14 partinin toplamı kadar oyu tek başına almış, her iki kişiden birisinin desteğini toplamıştır.
2. Tartışmasız AK Parti lideri, alınan büyük teveccühün baş mimarı ve başlıca sebebidir. Türkiye, Erdoğan liderliğinde birleşmiştir. AK Parti liderliğinde istikrarın devamına karar verilmiştir.
3. Seçimlerin tek galibi AK Partidir. Diğer partiler de korktuklarına uğramadan ‘ucuz’ kurtulmuştur: CHP 26 puanla hem puanını hem vekil sayısını artırmış, hem de tatmin olamamıştır. MHP barajı rahat aşarak korktuğundan kurtulmuştur. BDP ise umduğundan fazla bağımsız adayını meclise sokarak mutlu olmuştur.
4. Karizmatik liderlerin ardından partilerin tabanı kaybolmuştur: Muhsin Yazıcıoğlu, Necmettin Erbakan gibi liderlerin arkasından partilerinin de öldüğü anlaşılıyor. Demokrat Parti ise var olma girişimini başaramamış görünmektedir.
Bu, aritmetiğin dilidir. Bir de bir siyasal argüman olan seçimlerin yansıttığı sosyopolitik, psikolojik bir mesaj vermektedir.
SEÇİMLERİN PSİKOLOJİK DİLİ
1. AK Parti ve Sayın Başbakan onore edilmiş, tarihi bir destekle ödüllendirilmiştir. Ancak istediği 330 fazlası sandalyeyi, Anayasayı tek başına yapma imkanını bulamamıştır. Tek başına iktidar olmuş ama tek başına ‘kurucu’ olamayan bir seviyede kalmıştır. Millet, “seni, istikrarı açıkça destekliyorum, ama Anayasa yapacaksan ‘diğer kesimlerle’ uzlaşarak yapacaksın” demiştir. Mevcut tablo Başkanlık sistemine de vize verilmediğini anlatmaktadır.
2. CHP’deki değişim olumlu karşılanmış ama parti içi birlik ve sinerjinin olmadığı, bu anlamda iç çelişkilerinden arınmadığı için önünün açılmadığı mesajı verilmiştir. CHPhem oyunu ve vekil sayısını artırmıştır, hem de hiçbir etkisi olamayacak kadar zayıf düşmüştür. İktidardan 24 puan gibi tarihi bir farkı yeniden yemiştir.
3. MHP ise hem oy hem sandalye kaybederek cezalandırılmış, hem de mecliste olması istenerek ‘lüzumuna’ hükmedilmiştir. MHP kendine çekidüzen vermezse akıbetinin ne olacağını ‘utançlar’ yaşayarak anlamış olmalıdır.
4. BDP ise belki de sandıkta ve seçimin kaderinde meydanı bu kadar boş bulduğu bir seçim görmemiştir. Tek kelime ile zafer yaşamaktadır. Hem toplumda uyandırmak istediği tedhiş psikolojisi hem de sandıktan talep ettiği vekil sayısı eline geçmiştir. Bu BDP(PKK-KCK) cephesinde demokrasiye teveccühü artıracak bir psikoloji doğuracaktır.
SEÇİM SONUÇLARININ SOSYOLOJİK DİLİ
1. Toplumda değişim mesajı veren ve talebi olan üç parti AK Parti, CHP ve BDP idi ve (olumlu veya olumsuz anlamda)değişimci partilerin her üçü de destek aldı. Elbette değişimlere attığı imzalar sayesinde AK Parti daha inandırıcıydı ve seçmen risk almadı memnun kaldığı deneyimine oy verdi.
2. Doğuda aşiretlere dayalı siyaseti kıracak biçimde aday belirleyen AK Parti nispeten Doğu’da düşen oylarına rağmen başarılı çıktı. Aşiretlere dayalı feodal yapı AK Parti tarafından siyasette ilk kez kullanılmamış oldu.
3. Sahillerin ideolojik duruşunu pragmatizmin yıkabileceğini Antalya ve Çanakkale örnekleri ile gösterdi AK Parti. Laikliğin ideolojik kalelerinde AK Parti bir fenomene dönüştü. Siyasal vaatlerle ideolojik kamplaşmaya ağır bir darbe indirdi. Artık partiler ideolojik duramayacaklar.
4. İdeolojik partiler en az oy alanlar oldu. Siyasal pragmatizm seçmen davranışlarında belirginleşti.
5. Bu tablo siyasetin baskılar ve direnişler mücadelesi olmaktan çıkıp ekonomik ve sosyal talepler eksenli siyasal söylemlere, yani merkez siyasetine dönüşeceğinigöstermektedir. Bundan sonra siyaset normalleşecektir. Sağa sola savrulma yerine eksene oturacaktır siyasetimiz. Uçlara savrulan siyasetler kaybedecektir. Daha sağlıklı bir siyasal hayata adım atılmuıştır.
SEÇİMLER SİYASAL KÜMELEŞMEYE VE SİYASAL GELECEĞE DAİR NE DİYOR?
1. Seçmen küçük parti bırakmadı. Ya hepten yok etti, ya da meclise gönderdi. Demek ki artık seçmenin daha az sayıda partide toparlanma eğilimi netleşti.
2. Bize göre bu durum, yıllardır(1993’ten bu yana) dile getirdiğimiz ayrım sürecini tamamlayarak, artık seçmeni demokrat-cumhuriyetçi ayrımına getirdi. Demokratları iktidara taşıdı, cumhuriyetçileri muhalefete itti.
Bu açıdan tavrı ve duruşu netleşmeyen partileri ise sildi.
3. Muhafazakar değerleri ve demokratik rejimi önceleyen ilerleme ve kalkınmaya oy veren bir Türkiye var karşımızda.
4. Özellikle kaosa imkan vermeyecek bir siyasal tabloortaya çıkmıştır. Ekonomideki ünlü görünmez el mitosu adeta siyasette de ortaya çıkmış ve dengeyi ve istikrarı birlikte sağlayacak bir zemin oluşturmuştur.
ÖZET VE SONUÇ
Bundan sonra marifet bu zemini büyük hatalar yapmadan büyük idealler için kullanmaktadır.
Türkiye’de bunu sağlayacak tecrübe de bunu bozacak şer odağe de sahiptir.
Bütün aydınlar ve siyasiler daha duyarlı ve dikkatli olmalıdır. Türkiye’nin önümüzdeki dönemi tarihi bir dönemeçtir. Zor yıllardır.
Güzel ve mutlu geleceğimizi sağlama kabiliyetimize tam bir inançla seçim sonuçlarının ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. 12.06.2011
Bir yanıt yazın