KAYSERİ’DE EKONOMİ PANELİ
“Kriz Sonrası Türkiye Ekonomisinde Yeni Ufuklar”
Ankatek Tanıtım Organizasyon olarak Kayseri’de Ticaret Odası adına Ekonomi Paneli gerçekleştirdik.
Vitrin 2010 Kayseri Rehberi’nin de lansmanı şeklinde geçen olan Panel 23 Ekim 2009 Cuma günü gerçekleşti.Saat 14.30’da başlayıp 17.00’de biten program Hilton Oteli Mimar Sinan Salonu‘nda gerçekleşti.
Paneli Erciyes Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali Kaya yönetti.
Panel Konuşmacıları;
1. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürü İsmail Yücel,
2. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracat Genel Müdürü Ziya Altunyaldız
3. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Teşvik ve Uygulama Genel Müdürü Feridun Bilgin.
Panel Açılış Konuşması
Sayın Valim,
Sayın Belediye Başkanımız,
Panelimize teşrif eden Saygıdeğer Genel Müdürlerimiz,
Çağdaş ahilik örgütleri, Kayseri’mizin iş dünyasının değerli sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri,
Kayseri Ticaret ve Sanayi dünyasının liderleri, Sevgili İşadamlarımız;
Vitrin 2010 Ekonomi Paneli’ne hoş geldiniz, şeref verdiniz.
Bugün burada ülke ekonomisinin önemli bürokratlarından üç uzman dostumuzu ağırlıyoruz. Halen yarası kanamakta olan ekonomik krizden çıkış umudumuzu perçinleyecek ufuklar arayacağız.
Evet, bugün yarı aç yarı tok yaşıyoruz. Fakat istikbalin mutlu ve müreffeh Türkiye’si içinde büyüyen Kayseri için hep birlikte bir şeyler yapmalıyız.
Hepimizin evleri ayrı ayrıdır. Fakat okullarımız, camilerimiz, kışlalarımız aynıdır.
Hepimizin farklı markaları, farklı logoları, farklı armaları olabilir. Fakat hepimizin inancı birdir, bayrağı birdir, geçmişi birdir ve geleceği de bir olacaktır. Bunu da unutmayalım.
Hepimizin evine giden sokaklar başka başkadır. Fakat o sokaklara aynı caddeden ulaştığımızı unutmayalım
Her birimizin ekmek tekneleri başka başkadır. Fakat hepimizin teknesine hamur aynı vatandan toprağından gelmektedir. Bunu unutmayalım.
Hepimizin suyunu aldığı baraj farklı da olsa tüm barajların suyu aynı gökten inmektedir. Nankörlük etmeyelim.
Kısacası, sevgili Kayserililer, dostlarım, farklılıklarımıza mercek tutup, ortak davalarımızı yetim bırakan bencil körlüğü yenmezsek, milletçe kötü gidişimizi de yenemeyeceğiz!
İşte bu nedenle bugün önemlidir.
Bu nedenle bu toplantı önemlidir.
Ülke ekonomisinin geleceği için, yani ekmek davamız, milli varlık ve gelecek davamız için Kayseri’nin bütün iş dünyası sivil toplum örgütleri bir araya gelmiştir. İşte bu şuuru görmek geleceğe olan inancımızı artırmıştır.
Bu sekiz kuruluşun ortak katılımı el ele mutlu bir geleceğe yürüme iradesini yeşertmiştir. Tüm sivil toplum kuruluşları krizden çıkış arayışında birleşerek bir sıradağ güveniyle Kayseri’yi heyecanlandırmıştır.
Davetimize icabet ederek bu birliktelik tablosunu tamamlayan tüm sivil toplum kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum, kutluyorum. Tekraren hoş geldiniz.
Kayseri’nin ortak geleceği için yaptığımız ve tüm bu sivil toplum kuruluşlarımızın destek verdiği bir başka projemiz de, Odamız tarafından yürütülen “ Vitrin 2010 Kayseri Rehberi” projesidir. Tüm Kayseri firmalarının bu projede gücü nispetinde yer alacağına inancım tamdır. Kayseri’nin önünü açmaya yönelik bu çalışmamız amacına ulaşacak biçimde yürümektedir.
Denizimizde fırtına var ve her gemi gibi bizim gemimiz de sallanacaktır. Dünya ekonomisi dalgalanırken Türkiye Ekonomisi de nasibini almıştır. Ancak ekonomik politikalar tartışılabilir. Doğru veya yanlışlar ortaya konabilir. Fakat bir şey tartışılmaz Türk toplumunun sosyal yapısının sağlamlığı su götürmez!
Türkiye’de yaşanan krizleri sayalım. Büyük ölçekli krizlerin başlıcaları: 1929-31 krizi, 1948-50 Krizi, 1958-61 krizi, 1968-69 krizi, 1974-75 krizi, 1978-82 krizi, 1988-89 krizi, 1994 krizi, 1997-98, 2002-2003 krizi, 2007-2009 krizi… Kriz aralıkları şöyle; 17 yıl,8 yıl, 7 yıl, 5 yıl, 4 yıl, 6 yıl, 5 yıl… Zaman aralıkları gittikçe azalmış ve biz bu işi rutine bindirmişiz. Artık gayet düzenli gidiyoruz; hükümet seçimleri gibi beş yılda bir krizimiz var. İki yıl hazrol üç yıl rahat… Türkiye krizlerle yaşamaya alışmış bir ülkedir. Krizden bir türlü çıkamıyoruz. Bu nedenle kriz ekonomisini elden bırakmamak lazımdır.
Cumhuriyet tarihi boyunca yıllık ortalama 4.8 büyümüşüz. 86 yılda 16 kriz yaşamışız.
Kayseri’ye cimri derler. Eli sıkı diye namı çıkmıştır. Hayır, Kayseri hep kriz ekonomisi uygular. O nedenle sağlamdır. En az zayiatla çıkmamız tesadüf değildir. Herkes bizim yanlış yaptığımızı saır. Oysa biz onların yanlış yaptığını biliriz. Türkiye’yi yönetenlere de tavsiye ediyorum. Kayseri’de staj yapmadan memleket yönetmeye gitmesinler!
Türkiye bugün Dünyanın 16. Büyük ekonomisidir. Fakat nüfusu genç, kaynakları zengin, bilgi yönetimi ve iş ağı küresel çapta hızla gelişen bir ülkedir. İnancımız odur ki Türkiye 2023 yılında Dünyanın ilk 10 ekonomisinden birisi olacaktır.
2008 ve 2009’da yüzde -3.6 oranında küçülen Türkiye 2010’da ilk kez artıya geçecek. Bu olacaksa bu gelişmeyi pozitif destekleyen bir gelişmeyi de bizler zorlamalıyız. Makroekonomik verilerin pozitif olması için bu havayı destekleyen bir pozitif yaklaşımda bizden gelmelidir. İşte bu toplantının amacı da budur.
Fakat pozitif olmak demek, yapıcı olmak demek kör ve hayalperest olmak demek de değildir. Konuşmacılarımızın uzman niteliklerinden ötürü gerçekçi olacaklarına inanıyorum. Burada siyaset konuşmuyoruz. Lehte veya aleyhte konuşulacak bir kürsü yok. Burada ekmek konuşuyoruz. Yarım ekmek mi var, tüm mü var, yoksa ekmeğimiz ödünç mü? Bu kadar net bir konumuz var. İyiyse de hepimize, kötüyse de hepimize… Eğri oturalım, doğru konuşalım…
Panelin ülemize ve Kayserimize hayırlı olmasını diliyorum.
Bir yanıt yazın