KIRK SORUDA KENDİMİZİ DENEME SINAVI

KIRK SORUDA KENDİMİZİ DENEME SINAVI

Dr. Osman ARSLAN

Önemli bir sınava gireceksiniz. Alternatifi yok, tekrarı yok, girmeme şansı yok. Başarısız olursanız aç ve sefil kalacaksınız, ıstırap ve zahmet içinde sürüneceksiniz. Başarılı olursanız ‘hayat size güzel’ olacak. Sınav soruları ve cevapları, giren herkese önceden verilmiş. Soru bankası herkesin elinde. Sınav süresi de kısıtlanmış değil, yeter ki çöz! Dahası, sınav sırasında kopya da, yardımlaşma da serbest. Yetmedi, başaramasanız da, samimi şekilde çalıştığınıza inandırın, kanaat notu ile geçme imkanı da garanti gibi.

Ne kadar kolaylaştırılmış bir sınav değil mi? Kalınır mı böyle bir sınavda? Ne düşünürdünüz böyle bir sınavda çakan kişi hakkında? Aptal, ahmak, angut, mal, geri zekalı, sünepe… ne deseniz yeri değil mi?

‘İnsan’sak…

İşte, dünya hayatında girdiğimiz ahiretteki yerleştirme sınavımız böyle bir şey. Soruların hepsi cevaplarıyla birlikte Kur’an’la elimize verilmiş, örnek uygulama Peygamberle sergilenmiş, her türlü yardım ve destek alma serbest bırakılmış. Hala sınıfta kalacak olursak kızmasın da ne yapsın bizim için her nimeti mükemmel şekilde hazırlayan ve insanı ‘en güzel şekilde’ yaratan Allah? Azıcık da vefa gerek!

İnsanoğlu, bu dünyada yaşamadığını, sadece ‘üzerinden geçtiğini’ çok ve çabuk unutuyor. Unutuyor, çünkü fıtratımızda unutmak var. Allah, ilk yarattığında bu varlığa ‘unutan’ anlamında ‘insan’ demiş. Unutkanlığa karşı ne metotlar uygulanır? Ezberler, tekrarlar, sınavlar… Öyleyse kendimizi sınamakta, tekrarda fayda var, eğer ‘insan’sak…

Antrenmanımız İyiyse Maçta Niye Kötüyüz

Hayatın 11 aylık mücadelesi için Ramazan aylarında (manevi ve ahlaki) antrenmana çekeriz kendimizi. Sonra bakarız hayatın içindeyken; kural dışı hareketler, düşük performanslar, sürekli gol yemeler… Bu sefer sorarız içimizden “o kadar antrenman yaptıysa Müslümanlar, niçin böyle maç çıkartıyorlar?” Demek ki hazırlık çalışmaları kötü gitmiş! Ramazan kampı işe yaramamış! Artık antrenör mü kötüydü, yanlış kaslara mı yüklendi, plansız mı hareket etti, malzeme mi eksikti, motivasyonu mu yakalayamadı, rakım mı yanlıştı..? Nedeni kişiye göre değişebilir.

Öyleyse gelin bu sefer hazırlığın nasıl gittiğini gözden geçirelim. Şehr-i Ramazan’ın hazırlık kampındayken bir deneme sınavı yapalım kendimize. Ahiretteki yerleştirme sınavına ne zaman gireceğimiz belli değil. Her an adımız okunabilir. Çağırılmadan önce kaç net çözdüğümüzü görelim. Eksiklerimizin hangi konularda olduğuna, nerelere daha çok çalışmamız gerektiğine bakalım. Sonuçlara göre, bakarız bazı zayıf olduğumuz konuları ne kadar da çalışsak kafamız almıyor, olmamış; o derste bir destek alır, yine açığı kapatırız. Böylece, yerleştirme sınavı günü geldiğinde Ahirette, seviyemiz daha iyi bir yerde olabilir.

Ahiret Yerleştirme Sınavı

Aslında sorular çok net okunabiliyor Kur’an’da: Bizden önceki ümmetlerin başına gelenler anlatılmış ve onların düştüğü yanlışlar tek tek gösterilerek “bunları yapmayın, doğrusu şudur” denmiş. Kur’an’ın üçte birden fazlasında bunlar yer alıyor. Aslında biz de önceki ümmetlerle aynı yerlerden sınava giriyoruz.

Ahiretteki yerleştirme sınavına bugün alınsak durumumuz nedir, nereyi kazanabiliriz? Hangi bölüme yerleşebileceğimizi az çok görmeye çalışalım. Bu deneme sınavında cevapları, herkes kendi adına, kendi vicdanında ve kendi kendine vermeli. Araya başkasını almamalı. Zaten bu sınavın vicdanımızdan başka not vereni de olamaz.

Şimdi buyurun Ahiretteki yerleştirmelerde kullanılmak üzere devam eden hayat sınavındaki son seviyemizin kontrolü için, muhasebemizi yapmak üzere Mübarek Ramazan Ayı Manevi Hazırlık Kampı Deneme Sınavı’mıza başlayalım:

Ramazan Ayı Kampı Deneme Sınavı 

Sınava akıl baliğ olmayanlar ve akıl sağlığı olmayanlar alınmazlar. Sınav Süresi hayatınız boyunca devam eder. İtikat soruları baraj sorularıdır. A ve B gibi kitapçık grupları yoktur, Kitap tektir. Kopya serbesttir, yardım alınabilir, sınav yeri önemli değildir, gözetmen yoktur. Aşağıda bulunan 40 soruluk deneme sınavı Kur’an-ı Kerim’den hazırlanmıştır. Her sorunun doğru cevaplarının yer aldığı bazı ayetlerin numaraları da verilmiştir.  Hepimize Ahiret Yerleştirmeleri için süren hayat sınavımızın bu Ramazan Ayı deneme sınavında başarılar dileriz.

40 Soru

1- Günah olan bir eylem karşısında “Mecburum”, “kim ne der?”, “aç mı kalayım?”, “herkes yapıyor!”, “Allah affeder”, “ne yapabilirim ki”, “çaresizim”, “benim kalbim temiz”, “çağın gereği bu” adını taşıyan çeşitli kendinizi aldatmaya yarayan ön kabullerinizin(putlarınızın) devreye girdiği oluyor mu? Kafanızdaki -varsa- bu putların açtığı yoldan giderek Allah’ın emri yerine onların isteklerini yaptınız mı hiç, yapıyor musunuz? (Lokman, 33, Bakara, 42, 93; Âl-i İmran, 175 vd.)

2- Çıkarlarınızla inancınızın gereği çatıştığında çıkarlarınız karşılığında inancınızı çiğnediğiniz oldu mu? (Al-i İmran 187-189)

3- Hak(doğru) gördüğünüz bir dini gruba kendinizi ait hissederek sizden olmayanları itham ettiğiniz oldu mu? Onların din dışı oldukları yönünde söylemleriniz ve muameleleriniz oldu mu? (En’am, 159)

4- Allah’ın emrinin ne olduğunu bile bile aksi görüşü savunduğunuz, doğru bilgiyi gizlediğiniz, hatta -hüküm vererek- aksini icra ettiğiniz durumlar oldu mu? (Bakara, 159; Maide, 44-45-47) Bildiğiniz kadarıyla inandığınız doğruları yeri geldiğinde uyguluyor musunuz? İyi bildiğiniz halde, bildiklerinizden yapamadıklarınız da var mı?(Cuma, 5)

5- Sizin gibi en az bir Müslümanla birlikte açıkça günah olduğunu bildiğiniz bir konuyu paylaşıp birlikte hareket ettiniz mi, hatta birbirinizi kıskanıp o günahta yarıştığınız oldu mu hiç? (Maide 42,62)

6- Hakkınızda kamu gücünden çıkacak bir kararı lehinize sonuçlandırmak amacıyla yetkili birilerine ulaşarak onları ‘gördüğünüz’ oldu mu? (Bakara, 188; Nisa, 29 vd.) Haklı davanızda haklılığınızı kanıtlamak için gerekirse etik olmayan yöntemleri de kullanır mısınız? Aleyhinize olduğu için bildiğiniz halde doğruyu söylemediğiniz de oldu mu?(Maide, 41; Maide 135)

7- Allah’a ibadetlerinizi ‘iyilik’ olarak görüyor musunuz? Yoksa ‘iyilik’ olarak anne-babanıza, yakınlarınıza, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara ve dilenenlere fiilen yardım ve maddi harcama mı yapıyorsunuz? (Bakara, 177, 215)

8- Üzerinizde kalmış kamu, vakıf, cemaat emaneti, herhangi bir helalleşmediğiniz kul hakkı var mı? (Nisa, 10)

9- Kendinizi beğenir misiniz? Doğru da olsa, yaptıklarınızdan dolayı övünmekten ve övülmekten haz duyar, havaya girer misiniz? (Nisa, 36; Tevbe, 25; Hud, 10, İsra, 37)

10- Milliyetçi olmanız, kendi milletinizi üstün görmenize ve başka bir milleti aşağılayarak konuşmanıza neden oluyor mu? (bakra, 80)

11- Bir dostunuzun veya yakınınızın işlediği, şahit olduğunuz bir yanlışı düzeltmek için münasip şekilde uyarı yapar mısınız, yoksa “her koyun kendi bacağından asılır” deyip, karışmaz mısınız? (Maide, 79)

12- Kıskanç mısınız? Eşiniz konusunda başka erkek/kadın ilişkisinde hassasiyet gösterir, onu kıskanır mısınız? Fuhşiyat söylem ve eylemleri sizi utandırır mı?(Maide, 60)

13- Yasaklanan şeyler alışkanlığınız olduğunda bir türlü vaz geçemeyen, nefsinize hoş gelen ama yanlış olan şeyleri görünce yine de yapmak isteyen maymun iştahlı birisi misiniz? Aynı günahı tekrar tekrar işlemeye devam eder misiniz? (A’raf, 166; Bakara, 82)

14- İtibar ettiğiniz birinin sözlerini, inancınıza aykırı olabileceğini düşünüp sorgulamadan, doğrudan kabul eder misiniz? (Tevbe,31) Bir topluluğa mensup musunuz? Bu topluluk hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülüğü engelleyen bir ekip mi? (Ali İmran, 104)

15- Bir dilenci de olabilir komşunuz da; sizden bir şey isteyeni hor görüp kötü davrandığınız olur mu? (Duha, 10) Mecnun gibi de görünse size Hak dostu insanları hor görüp alay ettiğiniz oldu mu?(En’am,52)

16- Verdiğiniz sözü, ne olursa olsun tutar mısınız? Ahdine bağlı kalan birisi misiniz?(Maide, 13; Bakara, 40)

17- Sihirle, büyüyle, falla, astrolojiyle, kehanetle, gelecekten haber verenlerle, üfürükçülerle ilgilenir, onlara inanır, uyar mısınız? (Bakara, 102)

18- Sözleriniz sonrasında kargaşa mı çıkıyor, ortalık yatışıyor mu? Ara bulan mısınız, ara bozan mısınız? Barıştan mı zevk alırsınız, kavga ve çatışmadan mı? (Maide, 13, 64)

19- Yaptığınız yanlış bir işi doğrulamak için kendinizi Allah’ın ayetlerini kullanarak aklamaya çalıştınız mı hiç? Bunu yapıyor musunuz? (Nisa, 46) “Hocanın dediğini yap, yaptığını yapma” diyerek başkasına doğru olan için nasihatte bulunup o yanlışı kendiniz yaptığınız oluyor mu? (Bakara, 44)

20- Size bir kötü muamele yapana veya kötülüğü dokunana misliyle mukabele mi yaparsınız?(Fussilet, 34-35; Nahl,126) Size kötülük yapan birisini affeder misiniz? Bu konularda daha önce nasıl davrandınız?(A’râf, 199)

21- Zenginleri, onların sefahat ve rahatını, gösterişlerini görünce onlara özenip iç geçiriyor musunuz? Bana niçin vermiyor Rabbim, diye içinizden sitem geçiyor mu?(Maide, 64; Kasas, 79)

22- Ölümden korkuyor musunuz? Uzun yaşamak emeline tutkun musunuz? Dünyadan ayrılacağınız düşüncesi sizi sarsıyor mu? Hayat boyu kazandığınız eş, çocuklar, mallar ve mülklerden ayrılmak gözünüzde büyüyor mu? (Bakara, 96; Nisa, 53; Lokman,33 vd.)

23- Bir gariban, mazlum, mağdur, bakıma muhtaç, sahipsiz ve aç hayvan, hasta veya yetim gördüğünüzde içiniz eziliyor mu? Merhamet duygusuyla yardıma davranıyor musunuz, yoksa elinizden bir şey gelmeyeceğini mi düşünüyorsunuz? (Bakara, 74 vd.)

24- Allah’ın emirlerini yapmak söz konusu olduğunda içinizden isteksizlik gelip işi yokuşa süresiniz gelir mi hiç? Kendinize bahane aradığınız olur mu yapmamak için? (Bakara, 67-73)

25- Sahip olduklarınız konusunda kanaatkar ve şükür sahibi birisi misiniz, yoksa hep daha fazlasını isteyen birisi misiniz? Cimrilikten de israftan da uzak durabiliyor musunuz? (Bakara, 61; İsra, 29))

26- Karar aşamalarınızda Allah’ı hatırlar mısınız? Allah’ın kudretini, verdiklerini, söylediklerini, yasakladıklarını… sürekli hatırlar mısınız? O’nu her fırsatta ve sık sık anar mısınız? İbadetlerinize devam eder misiniz? ( Haşr, 19; Kehf 57)

27- Sırf Müslüman olduğunuz için Hristiyan ve Yahudilere göre Allah’ın sevgili kulu olduğunuzu, sadece Müslüman olmakla cennete girebileceğinizi, ne kadar günahkar olsanız da Müslüman olduğunuz için cehennemde günahlarınız kadar yanıp sonra yine cennete geçeceğinizi düşünüyor musunuz? (Al-i İmran, 24, 75; Maide, 18; Bakara, 62, 111)

28- Yahudi ve Hristiyanları seviyor musunuz? Onlarla birlikte hareket edilebileceğine inanıyor musunuz? “Onlar bize göre daha doğru yoldalar” dediğiniz oluyor mu?(Maide, 51)

29- İbadetlerinizi ve dini söylemlerinizi, mücadelelerinizi abartmadan, aşırıya gitmeden, haddi aşmadan gösterişsiz bir şekilde yapabiliyor musunuz? (Bakara, 190; Al-i İmran 192)

30- Allah’ın dinini anlatma adına bir çabanız, faaliyetiniz oluyorsa bundan dolayı bir hediye, para gibi herhangi bir bedel alıyor musunuz? (Tevbe, 34)

31- Söz konusu olan canınızı, malınızı, ırzınızı, hürriyetinizi, vatanınızı ve masumları korumak olunca zalim, eşkiya veya düşman karşısında savaşmaya gönüllü olur musunuz? Bundan önce bu hususta neler yaptınız?(Saf, 11; Nahl, 110, Maide, 24 vd.)

32- İddiacı birisi misiniz? Gelecek hakkında kesin hükümler verir misiniz? (Kehf, 23-24) Yemin içer misiniz? Yemin içtim diyerek doğru bir şeyi yapmaktan kendinizi alıkoyar mısınız, bunu hiç yaptınız mı? (Bakara, 224-225)

33- “İmansıza mı acıyacağım?” diyerek, sizin gibi inanmayan birisini(ötekini) gerekirse aldatmayı düşündüğünüz oldu mu, elinizde fırsat olsa yapar mısınız? (Al-i İmran, 75)

34- Başkalarının arkasından kötü konuştuğunuz oluyor mu? Jest ve mimiklerle, kaş göz işaretleriyle birilerini küçük görüp, alay ettiğiniz oldu mu? Emin olmadan konuşarak, bilmeden de olsa başkasına iftira attığınız oldu mu hiç? (Hucurat, 12; İsra, 36; Hümeze, 1)

35- Aklınızı kullanıyor musunuz? Her alanda uzmanlara itibar edip onlara uyuyor musun? Uzmanı olmadığınız bir konuda bilmişlik taslayıp inat ettiğiniz oluyor mu? (Zuhruf, 20; Rum, 59; Zümer 8,9; Yunus, 100)

36- Allah’ı tüm sıfatlarıyla kusursuz şekilde tanıyor ve ortaksız biçimde kudretini takdir edebiliyor musunuz?(Zümer, 67) Camiye elbette gideriz. Ama Allah rızası için insanların toplanmadığı Camiye yine de gider misiniz? (Tevbe, 107-109)

37- Allah’ın peygamberlerini ayırt etmiyor, Hz. Muhammed’e Allah’ın kulu ve elçisi olarak inanıp, O’nu kendinize örnek alıyor musunuz? (Bakara, 285; Fetih, 29; Ahzab, 21, 40)

38- Allah’ı başınıza bir sıkıntı gelince mi hatırlıyorsunuz, yoksa her zaman mı O’na yalvarırsınız? Yanlışınız olduğunda hemen tevbe eder misiniz, tevbeyle beraber sadaka da verir misiniz?(Zümer, 8; Tevbe, 104)

39- Açık görüşlü müsünüz? Farklı görüşleri de dinler; onlardan en doğru olanını seçmeye mi çalışırsınız? Yoksa, bir konuda kendi görüşünüz doğrultusunda mı hareket edersiniz? (Zümer, 18)

40- Size kolay gelen, hoş gelen yerden de olsa Kur’an okumalarınız olur mu? Kur’an’ı açık bir zihinle bizzat ve yalnız okuyarak anlamaya çabalar mısınız? (İkra, 1-2; Müzemmil, 20; Bakara, 159; Müddesir, 11; Nisa, 82 vd.)

Vicdani değerlendirmelerimizde, deneme sınavımızda aldığımız sonuçlara göre hayatımızda hangi noktalara dikkat etmemiz gerektiğine bakarak kendimizi güzelleştirmeye çalışmakta, bir süre sonra nefsimize yeni bir deneme sınavı daha yapmakta yarar vardır. Belki daha iyi hazırlanmış denme sınavı soruları daha faydalı da olabilecektir. Nefsimizin, aklımızın hangi mertebede olduğunu böylelikle daha iyi anlayacağız. Bilinçli bir şekilde hayra ve kemale yol almak için Kur’an rehberliğinde ilerlemeye gayret edeceğiz. Bu amaçla sık sık benzeri muhasebeler yapmakta fayda vardır.

“Sizi Cehenneme Sokan Nedir?”

Ahiretteki yerleştirme sınavını kaybedenleri de dinlemek lazım. Onlar, Allah’ı hatırlamayan, ihtiyaç sahibine vermeyen, boş ve yanlış işlere dalan, ahiret yokmuş gibi yaşayan insanlarmış. Bakın kendi ağızlarından sınavı neden kaybettikleri: “Sizi cehenneme sokan nedir? (diye sorulunca) günahkârlar: “Biz namaz kılmazdık” dediler. Yoksula da yedirmezdik, batıla dalanlarla beraber biz de dalardık. Din (ahiret) gününü yalan sayıyorduk. Sonunda kesin bir gerçek olan ölüm gelip bize çattı diye cevap verdiler.” (Müddessir, 42, 46)

Günahları Açıkça İtiraf Etmek

Bu hallere düşmek bizler için her zaman mümkün. O nedenle kendimizi sürekli geliştirmemiz gerekir. İnsan için noksansızlık, hatasızlık elbette kabil değildir. Önemli olan hatalarımızı düzeltme gayretimizdir. Düzeltme, hataları önce tespit, sonra itiraf ile mümkündür. Deneme Sınavı dediğimiz muhasebe girişimimizin de amacı budur zaten. Yanlışlarımızı açıkça görmek ve itiraf etmek! Kendimizi de mi aldatacağız? Allah’ı zaten kandıramayız.

Onlardan başka bazı insanlar daha vardır ki onlar günahlarını açıkça itiraf ettiler. Onlar iyi bir ameli başka kötü bir amelle karıştırmışlardır. Umulur ki Allah tövbelerini kabul eder. Şüphesiz Allah bağışlayandır, esirgeyendir.” (Tevbe,102)

Umulur ki Kendimizi Düzeltiriz

Umulur ki böyle böyle; büyük günahlardan ve çirkince utanmazlıklardan kaçınanlardan, öfkelendiklerinde ise bağışlayanlardan olabiliriz(Şûra, 42/37). Belki de böylece,  Rablerinin emrine uyan, namazı dosdoğru kılan, kendi aralarında işlerini danışarak çözen ve rızık olarak verilenlerden başkalarına verenlerden olabiliriz(Şûra, 42/38).

Evet mümkün. Hem de çok mümkün. Her zaman mümkün:

“Çaresizlik tuzağına düşme. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarma…”(Bakara, 156)

ROMANLARDA TEHCİRİN YOLCULUĞU

  • 2Bin Görüntülenme Sayısı

Cumhuriyetçiler ve Demokratlar

  • 1.7Bin Görüntülenme Sayısı

2 Yorum

  1. Bekir PALA

    Her konuda kendimizi sorgulama ve doğru ve yanlışlar hakkında düzeltme ve düzelmek için
    Çok faydalı bir çalışma olmuş teşekkürler ederim sağolun hocam

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hakkımda
Hakkımda
Merhaba. Bu sayfalarda birlikte olmaktan son derece mutluyum. Hoş geldiniz. Hayat yolundayız. Her birimiz ayrı bir mecradan, farklı bir maceradan geliyoruz...

Site Toplam Ziyaretçi: 34

Son Yüklenenler

Paylaşımlarımdan Haberdar Olmak İster misiniz?